BASIN KONSEYİ, YENİ ŞAFAK GAZETESİ HAKKINDAKİ ŞİKÂYETTE
‘KINAMA’ KARARI VERDİ
YÜKSEK KURUL KARARI
DOSYA NO : 2023- 31
KARAR TARİHİ : 18.10.2023
ŞİKÂYET EDEN : Prof. Dr. Vedat BULUT (TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri)
ŞİKÂYET EDİLENLER : 1- Şefika Nur ÇİFTÇİ (Yeni Şafak muhabiri)
2- Ersin ÇELİK (Yani Şafak Yazı İşleri Müdürü)
Maltepe Mahallesi Fetih Caddesi No:6 Dk:4 Topkapı ZEYTİNBURNU / İSTANBUL
ŞİKAYET KONUSU :
YENİ ŞAFAK gazetesinin internet sayfasında 12.08.2023 tarihinde yayınlanan “Biri
bu doktorları durdursun: 15-16 yaşlarındaki çocukların cinsiyetini değiştiriyorlar”
başlıklı haberde Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyette
bulunulmuştur.
Şikâyetçi Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat
Bulut, Basın Konseyi’ne 21.08.2023 tarihinde yaptığı başvuruda, haberde İstanbul
Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde akademisyenler ve hekimler tarafından yasalara ve etik
kurallara uygun yürütülen bilimsel çalışmanın suç gösterildiğini; hekimlere ‘LGBT
teşvikçisi’ oldukları iddia edilerek iftira atıldığını savunmuştur.
Söz konusu bilimsel çalışmanın hakemli uluslararası dergide 5 ay önce “Cinsiyet
Disforisi Olan Ergenlere Endokrinolojik Yaklaşım: Türkiye’de Üçüncü Basamak Bir
Merkezde Pediatrik Endokrinoloji Bölümü Deneyimi” başlıklı makale olarak
yayınlandığı vurgulanan başvuruda özetli şu ifadelere yer verilmiştir:
“Özel haber niteliği taşıyan bu haberde, uluslararası hakemli dergide yayınlanan
makalenin bilimsel niteliği ve değeri, yapılan işlemlerin bilimselliği objektif biçimde
sunulmayıp, değer yargılarına dayanılarak iddiaların gerçekliği ortaya konulmadan,
hekimlerin ve verilen sağlık hizmetinin düşmanlaştırılmaya çalışıldığı açıktır.
Olgu isnadında bulunulan haber ile bilimsel ve hukuki dayanağı olmadan, hekimlerin
suç işlediği iddia edilmiş, saygınlıkları hedef alınıp şiddete açık hale getirilirken
görüşlerine başvurulmamış, varsa itirazlarına iddialarına, yanıtlarına yer
verilmemiştir. Yeni Şafak gazetesinin okurlarının serbestçe fikir ve kanaat
oluşturmasına elverişli olmayan bir yöntem kullanılarak, okurlarda görüş
oluşturulmasının teminine çalışılmıştır.
Haberde “LGBT’yi özendiren ve normalleştiren propagandaların sonucunda“, “LGBT
aktivisti psikiyatrist” söylemlerine özellikle yer verildiği görüşmüştür. Haber ile
amaçlanan hedef, bilimsel bir uygulamanın bilimsel kanıta dayalı bilgi çerçevesinde
tartışılması değildir. Toplumsal önyargı araçsallaştırılarak anayasa, yasalar ve insan
hakları hukuku ihlal edilmiştir.
Cinsiyetinden hoşnutsuzluk yaşayan kişiler, sunulan sağlık hizmeti, bu alanda yapılan
her türlü bilimsel çalışma ve bilim insanları damgalanmış, ayrımcılığa maruz
kalmıştır.
Bu sebeple başvuruya konu haber, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerin
mücadele etmeyi amaçladığı nefret söylemi ve ayrımcılık içerdiği gibi, hekime yönelik
şiddette ve sağlık hakkına erişimin engellenmesine hizmet etmiştir.”
Başvuruda şikâyet edilenlerin haber verme amacıyla hareket etmedikleri, yayınlanan
haberde basın özgürlüğü sınırlarını aşıldığı gerekçeleriyle şikâyet edilenler
haklarında Basın Meslek İlkeleri’nin 3, 4, 6 ve 13’üncü maddelerini ihlalden yaptırım
uygulanması talep edilmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ :
Şikâyet başvurusu, şikâyet edilen Yeni Şafak gazetesi muhabiri Şefika Nur Çiftçi ve
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ersin Çelik’e, 23.08.2023 tarihinde PTT aracılığı ile
gönderilmiş ve ‘alındı’ belgeleri gelmiştir.
Şikâyet edilenler başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında
uzlaşma sağlanamamıştır.
GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ :
Şikâyet edilen “Biri bu doktorları durdursun: 15-16 yaşlarındaki çocukların cinsiyetini
değiştiriyorlar” başlıklı haber, YENİ ŞAFAK gazetesi ve gazetenin internet sitesinde,
muhabir Şefika Nur Çiftçi imzasıyla yayınlanmıştır.
Habere konu edilen İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yürütülen çalışmayı
gerçekleştiren 11 akademisyen ve hekimi bir arada gösteren fotoğraf, İstanbul
Üniversitesi’nin tarihi giriş kapısı fotoğrafı, hakemli bilimsel dergide yayınlanan
makale kupürüne yer verilmiştir.
Haberde “Türkiye’de LGBT’yi özendiren ve normalleştiren propagandaların
sonuncusu, ‘cinsiyet hoşnutsuzluğu’ yaşayan gençlerin sayısı gün geçtikçe artıyor.
İstanbul Üniversitesi’nin akademik kadrosunda yer alan ‘doktorlar’ tarafından
hazırlanan ‘Cinsiyet Disforisi Olan Ergenlere Endokrinolojik Yaklaşım: Türkiye’de
Üçüncü Basamak Bir Merkezde Pediatrik Endokrinoloji Bölümü Deneyimi’ isimli
makale mart ayında yayınlandı. Söz konusu çalışmaya imza atan doktorlar ve
cinsiyet değiştirme ameliyatlarını kanunsuzca yapan, danışanı henüz reşit olmadan
hormon tedavisi başlatan psikiyatristler, 15- 16 yaşlarındaki çocukları geri dönüşü zor
olan bir yola sokarak hayatlarını karartıyor” spotu kullanılmıştır.
Haber metninde ise söz konusu bilimsel çalışmayı yürüten 11 akademisyen ve
hekimin kimlikleri ile görev yaptıkları yerler açıklanarak, makalenin ortak imzalarıyla
yayınlandığı belirtilmiştir. Ekibin, 22 birey üzerinde çalışma yaptığı yazılan haberde,
henüz reşit olmayan çocuklarda ‘ergenlik durdurucu hormon’ kullanıldığı, 7 çocukta
18 yaşından önce geri dönüşü mümkün olmayan cinsiyet değiştirme ameliyatları
yapıldığı, çocuklardan birinin bedensel görünümünden memnun kalmayıp tüm
tedavileri keserek geçiştin vazgeçtiği öne sürülmüştür. Ekipte görev alanlardan bir
psikiyatristin adı verilerek ‘LGBT aktivisti’ olduğu ve ‘ikilemce kalan çocukların tedavi
edilemeyeceğini savunduğu’ iddia edilen haberde “BU BİR SUÇ DUYURUSUDUR”
ara başlığı altında Prof. Dr. Zeki Bayraktar’ın açıklamalarına yer verilmiştir.
Nerede görev yaptığına dair hiç bilgi konulmayan Prof. Dr. Bayraktar, yapılan
çalışmanın yasal olmadığını ve derhal durdurulması gerektiğini savunmuştur. Prof.
Dr. Bayraktar 4 ekranı kaplayan açıklamalarında “İstanbul Üniversitesi Etik Kurulu bu
çalışmaya nasıl izin verdi?”, “Bu tıbbi ilkelere ve yasalara aykırıdır ve suçtur”,
“Ergenliğini tamamlamamış 22 çocuğun hormonlarına müdahale ettiler”, “Bu işlemler
Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur”, “Bunun hesabını kim verecek?”, “Batılı merkezler
trans operasyonlarına hemen izin vermiyor. Ülkemizdeki meslektaşlarımızın bu
acelesi ne?”, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çağrıdır. Bu işlemler muhtelif TCK
maddelerine göre suç ise de bu fiilin/suçun müstakil olarak tanımlanması
gerekmektedir” ifadelerine yer vermiştir.
Haberde, savcıları göreve çağırdığı belirtilen Prof. Dr. Zeki Bayraktar’ın görüş beyan
ettiği konuda yetkinliğe sahip olup olmadığı ve hangi kurumda görev yaptığı bilgisine
yer verilmemiştir. (Prof. Dr. Bayraktar’ın kendi sosyal medya hesabında, Medipol
Üniversitesi Üroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi olduğu, Marmara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Hadis Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Programında çalışma yaptığı bu
alanda kitaplar yayınladığı, Süleymaniye Vakfı’nda kuran ve hadis üzerine destler
verdiği yer almaktadır.)
Oysa, habere konu olan “Cinsiyet Disforisi Olan Ergenlere Endokrinolojik Yaklaşım:
Türkiye’de Üçüncü Basamak Bir Merkezde Pediatrik Endokrinoloji Bölümü Deneyimi”
başlıklı çalışma, İstanbul Üniversitesi Etik Kurulu izniyle yapılmaktadır. Şikâyetçi olan
Türk Tabipleri Birliği’nin 74’üncü Büyük Kongresinde düzenlenen tutum belgesine ve
uluslararası bilim kuruluşlarınca hazırlanan kılavuzlara uygun olarak yürütülmektedir.
Bilimsel olduğu kabul görmüş ve hakemli dergide makale olarak yayınlanmıştır.
Şikâyet edilenlerin bu bilimsel çalışmayı 5 ay gecikmeyle de olsa gündeme getirerek,
görev yaptıkları kurumun yayın politikası uygun olarak haberleştirmesinde sorun
yoktur. Haberin, bilime karşı önyargıları yücelten; bilimi ve bilim insanlarını
değersizleştiren kurgu ve üslupla yayınlanmış olması tasvip edilecek bir durum
olmasa da gazetecinin eleştiri ve ifade özgürlüğü kabul edilmelidir.
Haberdeki sorun ise kanıtsız iddialarla, köklü bir üniversitedeki bilimsel çalışmanın
‘LGBT propagandası’, akademisyenlerin de ‘LGBT aktivisti’ olarak damgalanmasıdır.
Gerekli izinleri alıp, yasalara ve etik kurallara uygun bilimsel araştırmanın suç olduğu
yazılan haberde, 11 bilim insanına ‘LGBT’ci’ damgası vurularak, ayrımcılık ve
nefretten beslenen radikal gruplara hedef gösterilmiş ve can güvenlikleri tehlikeye
atılmıştır. Nitekim habere yapılan okur yorumlarında “İnsanlık düşmanı ahlaksızlar bir
an önce durdurulmalı’, ‘Meslekten ihraç edilsinler’, ‘Hepsi kadın doktor. Bunlar para
için ruhlarını şeytana satanlar’, ‘Para için çocukları ölüme hapsediyor’ ifadeleri yer
almıştır.
Gerekli izin alınarak, yasalara ve etik kurallara uygun yürütülen bilimsel çalışmanın,
kariyeri belirtilmeden yetkinliği meçhul akademisyenin açıklamalarıyla hedef
alınırken,11 kişilik bilim heyetindeki hiçbir akademisyen ve hekimin görüşüne
başvurulmaması; kanıtı gösterilmeden 15- 16 yaşındaki çocuklara cinsiyet değiştirme
ameliyatı yapıldığı iddiasının gerçekmiş gibi sunulmasıyla eleştiri ve ifade özgürlüğü
sınırları aşılmıştır. Ayrıca nefret ve ayrımcılık ifadelerine yer verilen haberde açık
şekilde etik ihlali yapılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle şikâyet edilen “Biri bu doktorları durdursun: 15-16
yaşlarındaki çocukların cinsiyetini değiştiriyorlar” başlıklı haberde Basın Meslek
İlkeleri’nin “Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara
alet edilemez. Gazeteci halkın haber alma ve gerçekleri öğrenmek hakkını gözetir”
şeklindeki 3’üncü;
“Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya
iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü;
“Gazeteci, şiddet, nefret, zorbalık ve ayrımcılığı özendirici, insani değerleri incitici
yayın yapamaz” şeklindeki 13’üncü maddelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikâyet
edilenler hakkında ‘Kınama’ kararı alınmasını öneririz.
YÜKSEK KURUL DEĞERLENDİRMESİ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, şikâyet başvurusunu 18.10.2023 tarihinde yaptığı
toplantıda görüşmüştür. Genel Sekreterlik raporunun okunmasından sonra Yüksek
Kurul dosyanın müzakeresine geçmiştir.
Söz alan üyeler, haberde etik ihlali olduğuna ilişkin rapordaki tespitlerin yerinde ve
isabetli olduğunda ittifak etmiştir. Yüksek Kurulda özellikle akademisyen üyeler,
haberin konusunun üniversitenin etik kurul kararı ve bilimsel disiplinle yapılan çalışma
olduğuna dikkati çekerek, bilimsel çalışmaların ancak bilimsel düzeyde tartışılıp
değerlendirilmesi gerektiğini söylemiştir. Söz konusu çalışmanın uluslararası hakemli
dergide yayınlanmaya değer görüldüğünü hatırlatan üyeler, haberde ise sadece
yetkinliği meçhul bir kaynağın açıklamasıyla yasa dışı faaliyet ve ‘suç’ olarak
gösterilmesinin gazetecilik sorumluluğu ile bağdaşmadığını vurgulamıştır.
Üyeler, farklı konular olmasına karşın kasıtlı olarak LGBT ile aynı konuymuş gibi
sunulan bilimsel çalışmaya ‘LGBT propagandası’; çalışmayı yapan bilim insanlarına
‘LGBT aktivisti’ damgası vurulmasının açık etik ihlali olduğunda görüş birliğine
varmıştır.
Yüksek Kurulda haberde Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edilen maddelerini de
tartışmış, şikâyet edilenler hakkında 3, 4 ve 13’üncü maddelerle birlikte
“Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın
veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki 6’ncı maddenin
ihlalinden de karar alınmasını talep etmiştir.
SONUÇ :
Müzakerenin tamamlanmasının ardından oylamaya geçmiştir. Yüksek Kurul, şikâyet
edilen haberde Basın Meslek İlkeleri’nin “Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka
aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez. Gazeteci halkın haber alma ve gerçekleri
öğrenme hakkını gözetir” şeklindeki 3’üncü;
“Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya
iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü;
“Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın
veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki 6’ncı;
“Gazeteci, şiddet, nefret, zorbalık ve ayrımcılığı özendirici, insani değerleri incitici
yayın yapamaz” şeklindeki 13’üncü maddelerinin ihlal edildiğini OY BİRLİĞİ ile
saptamış ve OY BİRİLĞİ ile ‘KINAMA’ kararı almıştır.
Sonuç olarak şikâyet edilen Yeni Şafak gazetesi muhabiri Şefika Nur Çiftçi ile
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ersin Çelik haklarında Basın Meslek İlkeleri’nin 3, 4, 6 ve
13’üncü maddelerini ihlalden OY BİRLİĞİ ile ‘KINAMA’ kararı verilmiştir.