CUMHURİYET GAZETESİYLE İLGİLİ BAŞVURUDA ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ KARARI

BASIN KONSEYİ, CUMHURİYET GAZETESİYLE İLGİLİ BAŞVURUDA ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ KARARI VERDİ

BASIN KONSEYİ, CUMHURİYET GAZETESİYLE İLGİLİ BAŞVURUDA ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ KARARI VERDİ

YÜKSEK KURUL KARARI
DOSYA NO: 2023- 27
KARAR TARİHİ: 09.08.2023
ŞİKÂYET EDEN: Mustafa BÜYÜKSİPAHİ (mbuyuksipahi@gmail.com)
ŞİKÂYET EDİLEN: Arif KIZILYALIN (Cumhuriyet Gazetesi eski GYY)
ŞİKAYET KONUSU: CUMHURİYET Gazetesi’nde, bir e- ticaret şirketi lehine kayıt
dışı para karşılığında manipülatif haberler yayınlanarak Basın Meslek İlkeleri’nin ihlâl
edildiği iddiasıyla şikâyette bulunulmuştur.

Şikâyetçi Mustafa Büyüksipahi, Basın Konseyi’ne 06.07.2023 tarihinde yaptığı
başvuruda, etik dışı bu olayın ortaya çıkmasının ardından yaşananlar nedeniyle hem
Cumhuriyet Gazetesi Yayın Kurulu Üyeliği, hem cumhuriyet.com.tr Genel Yayın
Yönetmenliği görevlerinden istifa ettiğini belirterek, özetle şu ifadelere yer vermiştir:

“E- ticaret firması e- ticaret yasası karşıtı haberler yayınlaması karşılığında
Cumhuriyet Gazetesi’nin o dönemdeki genel yayın yönetmeni Arif Kızılyalın’a
makamında 500 bin TL para vermiştir.
Olay, Cumhuriyet Vakfı’nın hukuk işlerinden sorumlu Yönetim Kurulu üyesi Av. Turan
Karakaş’ın 05.06.2023 tarihinde savcılığa yaptığı suç duyurusuyla ortaya çıkmıştır.
İki çikolata kutusu içinde kayıt dışı verilen para karşılığında Cumhuriyet’te, meslek
etiğine aykırı haberler yayınlanmıştır. Bu olay, medyada çıkan haberler ve bizzat
Cumhuriyet Vakfı Başkanı Sayın Alev Coşkun’un gazetenin yazarlarından Ahmet
Yavuz’a yaptığı açıklamayla kesinlik kazanmıştır.
Cumhuriyet Gazetesi’nde para karşılığı manipülatif haber yayımlayan en üst düzey
yazı işleri sorumlusu olan Genel Yayın Yönetmeni Arif Kızılyalın ve diğer ilgililer
haklarında Basın Meslek İlkeleri’ni ihlalden yaptırım uygulanmasını talep ediyorum.”

Şikâyetçi, başvurusuna para karşılığı yayınlandığını söylediği 6 haber kupürünün
görselini; olayın baştan sona gelişmesini ve yaşananları anlatan bilgi notunu; kendisi
dahil çalışanların istifa/görevden alma belgelerini; yargıya yapılan suç duyurularını ve
konuya ilişkin medyada çıkan haber ve yazıları da eklemiştir.

UZLAŞMA ÖNERİSİ:

Şikâyet başvurusu, söz konusu haberlerin yayınlandığı dönemde Cumhuriyet
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Arif Kızılyalın’a13.07.2023 tarihinde PTT ile
gönderilmiş ve 22.07.2023 tarihinde ‘alındı’ belgesi gelmiştir. 

Şikâyet edilen başvurudaki iddialara süresinde yazılı yanıt vermemiş, ancak mücbir
sebeplerle bildirimin eline ulaşmadığı gerekçesiyle, Yüksek Kurul’da sözlü savunma
hakkını kullanacağını söylemiştir. Taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.

GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ:

Şikâyetin konusu, Cumhuriyet Gazetesi’nde para karşılığı manipülatif haber
yayınlandığı iddiasıdır. Başvurudaki belgeler, medyada konuya ilişkin
haberler/yazılar, sosyal medyada yapılan paylaşımlar ve tarafların karşılıklı
açıklamalarına göre olay özetle şöyle gelişmiştir:

Cumhuriyet Gazetesi’nde 8 Temmuz 2022 tarihinde, “Kartlar yeniden dağıtılacak”
başlıklı haber yayınlamıştır. Konu, TBMM’de 1 Temmuz 2022 tarihinde kabul edilen
ve 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girecek olan ‘7416 Sayılı Elektronik Ticaretin
Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun, bir gün
önce Resmi Gazetede yayınlanmasıdır. “TBMM’den jet hızıyla geçen yeni yasa e-
ticarette tekelleşmenin önünü kapatmayı amaçlıyor” üst başlığı kullanılan haberin
gerek metninde, gerekse kutu içinde verilen siyasilerin görüşlerinde, yasanın önemli
ve olumlu olduğu vurgulanmıştır.

Gazete, yaklaşık beş ay sonra (yasanın yürürlüğe girmesine bir ay kala) bu kez
yapılan düzenlemenin sakıncalarının ve getireceği sorunların vurgulandığı habere yer
vermiştir. 1 Aralık’ta “Öncel: E- Ticaret yasası maliyetleri artıracak”; 5 Aralık’ta “E-
Ticaret Yasası’nın emlak sektöründe rekabeti olumsuz etkilediği belirtiliyor. Emlakta
tekel tartışması”, 10 Aralık’ta “Elektronik ticarette kantarın topuzunu kaçırmamak
gerekir”,14 Aralık’ta “Yeni yasa herkesi mağdur edecek”, 17 Aralık’ta “Kendi
markasını satamayacak”, 21 Aralık’ta “E-Ticaret yasası esnafı vuracak” başlıklı
haberler yayınlanmıştır.

İki ayrı dönemde (temmuz- aralık) gazetenin iç ve ekonomi sayfalarında yer verilen
bu haberlerde, 7416 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun önce sorunları çözeceği gerekçesiyle olumlu,
sonra sorun yaratacağı gerekçesiyle olumsuz yönleri yansıtılmıştır. Haberlerin tümü,
yasanın getirdiği düzenlemeler ve haber kaynağı kişilerin/kurumların görüşlerinin
aktarılmasından ibarettir. Görüş açıklayanların sözlerinin tırnak içinde verilmesine
dikkat edilmiş ve herhangi bir çarpıtma yapılmamıştır. Haberlerde gerek içerik,
gerekse üslup ve kurgu yönünden herhangi bir etik ihlali söz konusu değildir.
Haberlerde farklı görüşlerin yer alması olağan koşullarda tutarsızlık değil, aksine
gerekliliktir ve okurun olayı her yönüyle değerlendirip serbestçe kanaat
oluşturabilmesini sağlar. Bu bakımdan sorun haberlerin yayınlanması değil, şikâyet
başvurusunda adı da verilen uluslararası e- ticaret şirketinden kayıt dışı para alınarak
manipülasyon amacıyla yayınlandığı iddiasıdır. E- ticaretle ilgili yasanın yürürlüğe
girmesini engellemek isteyen uluslararası şirketin 500.000 TL ödeyerek yayınlattığı
iddia edilen haberlerin, reklam/tanıtım yayını olduğunun okurdan gizlenmesidir.
Şikâyet başvurusuna eklenen suç duyuruları, kurum içi yazışmalar/mektup, ilgilerin
açıklamaları/itirafları ve diğer belgelere göre, Aralık 2022’de söz konusu 6 haber
yayınlanmadan önce, uluslararası e- ticaret şirketinin görevlisinin, çikolata kutusu
içinde gazeteye 500.000 TL para getirildiği ileri sürülmektedir. Reklam ve idare müdürleri tarafından kapıda karşılanan bu kişi, x-ray cihazından geçirilmeden doğruca genel yayın yönetmeninin odasına çıkartılmıştır. Orada teslim alınan para gazete idaresine intikal ettirilmiştir. Bir süre sonra, para karşılığı haber yayınlandığını öğrenen gazetenin sahibi olan Vakfın Yönetim Kurulu’ndaki bazı üyeler, bunun etik olmadığını, sorumluların gazeteden uzaklaştırılmasını istemiştir. Vakıf yönetiminde ayrışmaya ve krize neden olan, ancak uzun süre iç mesele olarak kalan olayı, vakfın hukuk işlerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi 05.06.2023 tarihinde savcılığa suç duyurusunda bulunarak yargıya taşınmıştır. Suç duyurusunda, gazetenin o dönemdeki genel yayın yönetmeni Arif Kızılyalın, reklam müdürü Esra Bozok ve idare müdürü Osman Selçuk Özer’in, gazetede haber yapılması için kayıt dışı para aldıkları savunularak, haklarında ‘hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanmaktan resen işlem yapılması’ talep edilmiştir.

Suç duyurusuyla aleniyet kazanan olayın gazete çalışanları ve kamuoyu tarafından
öğrenilmesiyle, Vakıf ve Şirket yönetimlerinde kriz daha da derinleşmiştir. Karşılıklı
suçlamalar, istifalar/aziller, gazete çalışanlarına da yansımıştır. Aralarında gazetenin
üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu bazı çalışanlar ile yazarlar, bu olayın
gazetenin güvenilirliğini ve itibarını sarstığını; bunun ağır etik ihlali olduğunu ve kabul
edilemeyeceğini; sorumlularının gazeteden uzaklaştırılasını talep etmiş, bu talepleri
yerine getirilmeyince de istifa ederek gazeteyle yollarını ayırmıştır. Yönetim ise istifa
edenlerden genel yayın yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu ve portal genel yayın
yönetmeni şikâyetçi Mustafa Büyüksipahi hakkında İş Kanunu 25/II-b maddesi
kapsamında ‘iş akdini tazminatsız fesih’ kararı almıştır.

Olayın yargı boyutu ile taraflar arasındaki çekişme; gazeteden istifalar/çıkarmalar ve
özlük hakları gibi konular, Basın Konseyi’nin görev alını dışındadır. Ancak, Yüksek
Kurul’un bu konulara girmeden, başvuruyu para karşılığı haber yayınlanması ve
haber içerikleri yönüyle değerlendirmesinin gerektiği kanaatindeyiz
Basın Konseyi Sözleşmesi ile Çalışma Kuralları ve Başvuruların Değerlendirme
Usullerine göre, Yüksek Kurul’un şikâyetleri ele alıp sonuçlandırması için başvurunun
usulüne uygun yapılması ve belli koşulları taşıması gerekir. Yüksek Kurul öncelikle
şikâyetin süre koşuluna uygun yapılıp yapılmadığını değerlendirmelidir. Basın
Konseyi Sözleşmesi’nde buna ilişkin maddeler şöyledir:

MADDE 12- BKYK, hakkında Basın Meslek İlkeleri’ne aykırı hareket ettiği iddiasıyla
ve usulüne uygun şekilde Basın Konseyi’ne şikâyette bulunulmuş olan gazeteciler ve
(yazılı, sözlü, görüntülü) basın organlarının uygulamalarını değerlendirerek karara
bağlar. Şikâyetler en geç başvuru tarihinden önceki iki ayı kapsayabilir ve şikâyet
tarihinden itibaren en çok iki ayda karara bağlanır.
MADDE 15- Çalışma, dosyaları inceleme, görüşme yapma ve karara bağlama
usullerini BKYK kendisi tespit eder.
Başvuruda, şikâyet edilen haberlerin 1- 21 Aralık 2022 tarihlerinde yayınlandığı; kayıt
dışı para karşılığında yayınlandığını sınırlı sayıda kişinin bildiği ve bu durumun
yönetim kademesinde iç mesele olarak gizli tutulduğu; ancak vakıf yönetim kurulu
üyesi Av. Turan Karakaş’ın 05.06.2023 tarihinde savcılığa yaptığı suç duyusuyla
aleniyet kazandığı vurgulanmıştır. Haberlerin yayın tarihi (Aralık 2022) dikkate
alınırsa ‘süre aşımı’ söz konusu olacak ve başvuru görüşülemeyecek; aleniyet kazandığı tarih dikkate alınırsa ‘süresi içinde’ başvurulduğu kabul edilerek görüşülmesi gerekecektir. Yüksek Kurul, başvurunun görüşülmesine karar vermesi durumunda;
Şikâyetçinin başvurusuna eklediği belgeler, savcılığa yapılan suç duyurusu, tarafların
açıklamalar/itirafları, basındaki konuya ilişkin yayınlar ve sosyal medya paylaşımları,
nihayetinde gazetenin sahibi vakfın başkanının gazetenin bir yazarına ‘yol kazası
olduğunu ve ilgili firmadan alınan paranın iade edildiğini’ açıklaması, para karşılığı
haber yayınlandığına kanıt olarak değerlendirilmelidir.
Şikâyet edilen gazeteci genel yayın yönetmenidir, yayında en yetkili kişidir. Deneyimli
bir gazeteci olarak yönettiği gazetenin saygınlığına ve etik kurallara sahip çıkması
gerekir. Başvurudaki iddianın aksine para alınmasında rol almamış olsa bile, para
karşılığı haber yayınlanmasına engel olmadığı/olamadığı nedeniyle etik ihlalinde
bulunmuştur.

Açıklanan bu nedenlerle şikâyet edilenin, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kamusal bir görev
olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez. Gazeteci halkın
haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını gözetir” başlıklı 3’üncü; “İlan ve reklam
niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilir”
başlıklı14’üncü maddelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikâyet edilen hakkında
‘KINAMA’ kararı alınmasını öneririz.

YÜKSEK KURUL DEĞERLENDİRMESİ:

Basın Konseyi Yüksek Kurulu, 02.08.2023 ve 09.08.2023 tarihlerinde yaptığı
toplantılarda şikâyet dosyasını ele almıştır. Genel Sekreterin raporunu sunmasının
ardından Yüksek Kurul, öncelikle başvurunun süre yönünden usulüne uygun yapılıp
yapılmadığını görüşmüştür.

Söz alan üyeler, başvurunun Basın Konseyi Sözleşmesi’nin 12’nci maddesindeki
süre koşuluna uygun olup olmadığı konusunda farklı görüş bildirmiştir.
Başvuruda süre aşımı olduğunu savunan azınlıktaki üyeler, Basın Konseyi
Sözleşmesi ile Çalışma Kuralları ve Başvuruların Değerlendirme Usulleri Madde 12
hükmünün açık olduğunu öne sürmüşlerdir. Hükmün son cümlesine göre “Şikâyetler
en geç başvuru tarihinden önceki iki ayı kapsayabilir ve şikâyet tarihinden itibaren en
çok iki ayda karara bağlanır.” Bu hükme göre, başvuru tarihi esastır ve bu tarihten
önceki iki ay içerisinde yapılmış yayınlar hakkında Yüksek Kurul’un inceleme
yapması mümkündür. Oysa şikâyet konusu haberler 1- 21 Aralık 2022 tarihleri
arasında yayınlanmış, başvuru ise 6 Temmuz 2023 tarihinde yapılmıştır. Bu
bakımdan, şikâyet süresi kaçırılmıştır. Keza, sürenin aşıldığını savunan üyelerden bir
kısmı, ayrıca, iddiaların başvurucu tarafından öğrenilme tarihi esas alınacak olsaydı
bile, başvurucunun anılan iddiaları duyma ve öğrenme tarihinin de iki aylık süreyi
aştığı görüşünü bildirmişlerdir. Şikâyetin süresinde olmadığını savunan üyeler,
ayrıca, Çalışma Kurallarına kaynaklık eden Basın Kanunun 26. Maddesinde, günlük
yayınlanan mevkutelerde de iki ay öncesine kadar olayların Cumhuriyet Savcılığı
tarafından dava konusu edilebildiğini, bu durumda başvuru süresinin geçtiğini
belirtmişlerdir.

Başvurunun süresinde yapılmış olduğunu görüşündeki çoğunluktaki üyeler ise,
şikâyet konusu durumun başvurucu tarafından öğrenildiği tarihin esas alınması
gerektiğini savunmuşlardır. Aksi durumda, örneğin bir haberin rüşvet karşılığı
yapıldığının yayından 3 ay sonra duyulması durumunda, süre geçmiş olacak ve böyle
bir habere karşı Basın Konseyi’ne geçerli bir başvuru yapmak fiilen imkansız hale
gelecektir. Başvurunun esastan incelenmesi gerektiğini düşünen üyeler, gazetede
para karşılığı haber yayını yapıldığı iddiasının uzun süre iç mesele olarak gizli
tutulduğunu ve sınırlı sayıda kişinin gerçeği bildiğine dikkati çekmiştir. Şikâyetçinin
olayı duymuş olsa dahi kanıt göstermeden başvuruda bulunamayacağını vurgulayan
üyeler; ancak 16 Mayıs 2023 tarihli mektup ve 5 Haziran 2023 tarihli suç duyurusunu
kanıt göstererek başvurmasının doğal olduğunu dile getirmiştir. Bu bakımdan, söz
konusu üyelere göre, öğrenme tarihinden anlaşılması gereken, iddiaların soyut olarak
ilk kez duyulması tarihi değil iddiaların olgusal temelini ortaya koyan somut
bulguların ortaya çıktığı tarihtir. Bu nedenle başvuru bakımdan 16 Mayıs 2023 tarihi
esas alınmalıdır. Bu tarih esas alındığı zaman iki aylık süre henüz dolmadan başvuru
yapılmıştır.

Yüksek Kurul, şikâyet başvurusunun süresi içinde yapıldığını OY ÇOKLUĞU ile
saptayıp dosyanın müzakeresine geçmiş ve toplantıya katılıp açıklama ve savunma
yapma talebinde bulunan taraflar ayrı ayrı davet ederek dinlenmiştir.
02.08.2023 tarihli görüşmede şikâyetçi Mustafa Büyüksipahi, başvurusunda dile
getirdiği konularla ilgili Yüksek Kurul üyelerine detaylı açıklamalar yapmıştır.
Şikâyetçi özetle, gazetede para karşılığı haber yayınlanması olayının, şirket
yöneticilerinden birinin Vakıf başkanı ve yöneticilerine gönderdiği mektup; savcılığa
yapılan suç duyuruları; olayı gerçekleştirenlerin beyanları ve en yetkili kişi olan Vakıf
Başkanının gazetenin bir yazarına ‘yol kazasıydı, alınan para iade edildi’ itirafıyla
kesinlik kazandığını savunmuştur. Bunun ağır etik ihlali olduğunu söyleyerek gazete
çalışanları olarak sorumluların uzaklaştırılmasını istediklerini belirten şikâyetçi, bu
talepleri yerine gelmeyince ismini verdiği bazı üst düzey yönetici ve yazarlarla
gazeteden ayrılmak durumunda kaldıklarını anlatmıştır. Şikâyetçi, üyelerin sorularını
da yanıtladıktan sonra toplantıdan ayrılmıştır.

Şikâyet edilen Arif Kızılyalın ise 09.08.2023 tarihinde Yüksek Kurulda yaptığı
savunmada şikâyete konu olan haberlerin yayınlandığı dönemde gazetenin genel
yayın yönetmeni olduğunu, parasal konularla hiç ilgilenmediğini ve sadece yayına
odaklandığını söylemiştir. Para karşılığı haber yayınlanması için bir e- ticaret
şirketinden gazeteye 500.000 lira gönderildiği; paranın genel yayın yönetmeni
odasında kendisine teslim edildiği iddiasının tamamen iftira olduğunu savunan
şikâyet edilen, hiçbir maddi kanıt olmadan sadece duyumlarla kişilerin ve kurumların
suçlanamayacağını; savcılığın hakkında yapılan suç duyurusu konusunda takipsizlik
kararı verdiğini belirterek bununla ilgili belgeler sunmuştur. Şikayet edilen Gazetede
konu edilen haberlerde e- ticaret yasası hakkında görüş değişikliğinin siyasi partilerin
ve halkın bakış açısının değişmesinden kaynaklandığını; hatta CHP’nin yasanın iptali
için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu, para karşılığı haber yayınlamanın söz
konusu olmadığını; ancak gazeteyi ele geçirmek isteyen bir grubun, kuruma ve
kendisine karşı linç girişiminde bulunduğunu iddia etmiştir. Şikâyet edilen, Yüksek
Kurul üyelerinin sorularını da yanıtladıktan sonra toplantıdan ayrılmıştır.
Dosyanın müzakeresine geçen Yüksek Kurul, şikâyetçinin yaptığı başvuru, sunduğu
belgeler ve yaptığı açıklamalar ile buna karşı şikâyet edilenin yaptığı savunmayı ve sunduğu belgeleri değerlendirmiştir. Yüksek Kurul, öncelikle, birbiriyle bağlantılı birçok iddia ve şikayeti içeren başvurunun hangi yönlerinin Basın Meslek İlkeleri ışığında Yüksek Kurul’un etik inceleme yapma yetkisi dahilinde kaldığını ele almıştır. Zira, başvurucunun şikayetinde Cumhuriyet Gazetesi’nin ve onu yöneten vakfın birçok işlem ve tutumuna yönelik iddia ve ithamlar vardır. Bu noktada, Genel Sekreterlik görüşüne koşut olarak, şu temel tespitler yapılmıştır:

  • Basın Konseyi Yüksek Kurulu (BKYK) belirli ve spesifik yayın(lar)a ilişkin olarak
    Basın Meslek İlkeleri’ne (BMİ) uygunluk denetimi icra edebilir. Belirli ve spesifik bir
    yayına ilişkin olmayan şikayetler – etik konulara ve hatta gazetecilik etiğine ilişkin olsa
    bile- inceleme yetkisi kapsamında değildir. Keza, Basın Meslek İlkeleri’nde yer alan
    konu ve kurallara temas etmeyen meseleler de – bunların etik bir boyutu veya
    gazetecilik mesleğinin icrasıyla bağlantısı olsa bile- BKYK tarafından Basın Meslek
    İlkeleri çerçevesinde şikâyet yoluyla incelemeye alınması mümkün değildir. BKYK’nın
    ‘olay yargılaması’ yapmak gibi bir misyonu bulunmamaktadır.
  • Bu bakımdan, başvurucu Mustafa Büyüksipahi’nin işten çıkartılması ve buna
    götüren süreçte karşılaştığını iddia ettiği ve temelde iş hukuku ve özlük haklarına
    ilişkin olan meselelere dair şikâyetlerini incelemek BKYK’nın görevi dışındadır.
    Şikâyette adı geçen ve işten çıkartılan diğer kişiler açısından da durum aynıdır.
  • Cumhuriyet Gazetesi’nin belirli yayınları yapmak için para aldığı iddiası ise Basın
    Meslek İlkeleri kapsamına girer. Fakat burada dikkat edilmesi gereken bir husus
    vardır: BKYK, etik incelemesini genel olarak bir basın organının tutum ve
    davranışlarına karşı değil, ancak ve ancak bir veya birden fazla spesifik ve somut
    yayınına karşı yapabilir. Bu bakımdan, belirli haberlerin para karşılığı yapıldığı iddiası
    söz konusu ise, bunların BKYK tarafından ele alınması mümkündür.
  • Yapılacak incelemede, incelemenin konusunu söz konusu spesifik bir veya birden
    fazla yayın oluşturacağı için, iddiaların muhatabı ve hakkında karar verilen kişi veya
    organ, sadece gazetenin genel yayın yönetmeni (GYY) ve/veya ilgili haberi yapan
    veya yazan yazar olacaktır. Zira, yukarıda izah edildiği üzere, ilgili gazetede görev
    yapan diğer şahısların tutum ve tavırlarının genel olarak etik denetime
    tarafımızca tabi tutulması Basın Konseyi çalışma kuralları gereği mümkün değildir. Yukarıdaki temel tespitler ışığında yapılan incelemede, BKYK üyelerinin büyük çoğunluğu ortada bir para alışverişi olduğuna ikna olmuşlardır. Diğer bir deyişle,
    belirli konularda ve belirli şekilde haber yapılması için maddi menfaat teminini içeren
    bir anlaşmanın yapıldığına kanaat getirilmiştir. Bu paranın daha sonra iade edilip
    edilmediğini incelemek BKYK’nın görevi değildir, zaten etik ilkelere uygunluk denetimi
    açısından buna gerek de yoktur. Çünkü salt böyle bir paranın alınması (ve hatta salt
    böyle bir anlaşmanın yapılması bile) basın meslek etiği açısından kabul edilemez bir
    durumdur ve ciddi bir etik ihlaldir.
    Buna karşılık, yukarıda açıklanan nedenlerle, söz konusu şikâyet bakımından bir
    bütün olarak Cumhuriyet Gazetesi veya onun yöneticileri hakkında genel olarak bir
    karar almak mümkün değildir. Basın Konseyi çalışma kuralları böyle bir yöntem
    öngörmemektedir. Bu nedenle, BKYK’nın iç mevzuatı karşısında, inceleme konusu
    şikâyet bakımından hakkında karar verilecek olan kişi, ancak Arif Kızılyalın olabilir.
    Dolayısıyla araştırılması gereken husus, şikâyet edilen Arif Kızılyalın’ın belirli yönde
    haber yapmak için maddi çıkar karşılığı bir anlaşma yapıp yapmadığı, ya da bunun yapılmasına katılıp katılmadığı ve bunun sonucunda, belirli yönde yayınların yapılmasını sağlayıp sağmadığı hususudur.

Çoğunluk görüşüne göre mevcut iddia ve savunmalar dikkate alındığında Cumhuriyet
gazetesi nezdinde iddia edilen türden bir para alışverişinin yapıldığı hususu, şikâyet
edilenin tek başına bu alışverişin içinde olduğunu ve maddi menfaat karşılığında
belirli haberleri yaptığını kabul etmeye yeterli gözükmemektedir.
Bu noktada da, BKYK’nın olay yargılaması yapmadığının, Cumhuriyet Savcılığının
şikayet edilen hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararı verdiğinin,
şüpheden soruşturulan yararlanır şeklindeki hukuk ilkesinin gözetilmesi
gerekmektedir. Şikâyet edilen kişiye dönük iddiaların doğru olup olmadığı konusunda
kesin bir kanaat oluşmadığından kendisine isnat edilen fiilleri işleyip işlemediği
hususunda şüphe varsa, bu şüphe onun lehine yorumlanmalıdır.
Bir üst paragraftaki temel ilkeler ışığında, BKYK üyelerinin çoğunluğu, iddia edilen
türden bir para alışverişinin vuku bulduğuna kanaat getirseler bile, şikâyet edilen Arif
Kızılyalın’ın bu işe katılımı ve bu husustaki kusuru ve kastı konusunda kesin bir
kanaate varamamışlardır. Bu nedenle, şüpheden suçlanan kişinin yararlanması
gerektiği ilkesi dikkate alındığında, Arif Kızılyalın’a yaptırım uygulamak için yeterli
delilin ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.

SONUÇ:

Yukarıda gerekçesi ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle Basın Konseyi Yüksek
Kurulu; belirli yönde haberlerin yapılması yönünde etik dışı bir anlaşmanın
yapıldığına çoğunluk tarafından kanaat getirilmiş olmakla birlikte, Basın Konseyi’nin
iç mevzuatı ve yapılan şikâyetin ışığında, bu olaydaki incelemenin ve kararın sadece
Genel Yayın Yönetmenini kapsaması gerektiğini dikkate alarak;
1- Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Arif Kızılyalın hakkındaki
başvurunun süresi içinde yapıldığına ve ele alınabileceğine OY ÇOKLUĞU ile;
2- Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Arif Kızılyalın hakkında
‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİNE’ yine OY ÇOKLUĞU ile karar vermiştir.