BKYK KARARI 2023-11

BASIN KONSEYİ, KANAL 7 TELEVİZYONU MUHABİRİ MERYEM NAS
MERCAN HAKKINDAKİ ŞİKÂYETTE ‘KINAMA’ KARARI VERDİ

YÜKSEK KURUL KARARI

DOSYA NO                  : 2023 – 11
KARAR TARİHİ : 29.03.2023
ŞİKÂYET EDEN          : Aylin ARPACIOĞLU
Abbasağa Mah. Ihlamur Yıldız Cad. No: 48/4 BEŞİKTAŞ / İSTANBUL 
ŞİKÂYET EDİLEN :  Meryem Nas MERCAN (Kanal 7 Televizyonu muhabiri)
Orta Mahalle Anıt Sokak No:2/1 BAYRAMPAŞA / İSTANBUL
ŞİKÂYET KONUSU    :
KANAL 7 Televizyonu muhabiri Meryem Nas Mercan’ın, röportaj yapmak için
mikrofon uzattığı kişi kabul etmeyince; gazetecilik görevini aşan tutum ve davranışta
bulunarak tartışmaya girdiği; türban üzerinden onu kamuoyuna hedef göstererek
Basın Meslek İlkeleri’ni ihlal ettiği iddiasıyla şikâyette bulunulmuştur.
Şikâyetçi Aylin Arpacıoğlu, Basın Konseyi’ne 31.01.2023 tarihinde yaptığı başvuruda,
manavda alışveriş yaparken adlarını sonradan öğrendiği muhabir Meryem Nas
Mercan ile kameraman Ersin Güler’in yanına gelip izin almadan sorular sorarak
röportaj yapmaya başladıklarını, izin vermeyince de olay çıkardıklarını savunmuştur.
Aleyhine yayın konusu yapılan ve yargıya intikal eden olayı video görüntülerini de
ekleyerek datayı ile anlatan şikâyetçinin başvurusu özetle şöyledir:
“Benim münakaşadan rahatsız olup, halk arasında ‘kafanın çalışması’ anlamında
kullanılan ‘Bence beynine oksijen gitmiyor, kafan hava alsın” demem üzerine muhabir
konuyu başörtüsüne getirip, ‘Sen benim başörtüme mi laf ettin, başımı açmamı mı
istedin?’ diyerek üstüme yürüyüp kolumdan çekiştirerek bir provokasyon yaratmayı
denedi. Çektiği videoyu basına vererek beni kamuoyuna teşhir etti ve hedef gösterdi.
Türban konusundaki hassasiyeti dikkate alarak savcılığa şikâyette bulundu,
hakkımda gözaltı kararı aldırdı. Ürettiği tacize, karakolun kapısından yayın yaparak
devam etti. Mahkemede adli kontrolle serbest bırakıldığım halde, ifademle hiçbir
benzerliği olmayan bir metni sosyal medyasından yayınlayarak, sanki itirafta
bulunmuşum gibi karalamaya devam etti.
Verdiği bir röportajda ‘Bunu herkes duysun istedim’ diyerek olayı kendi çıkarı için
kullandığını, niyetinin kendi reklamını yapıp adını duyurmak olduğunu itiraf etti.”
Başvuruda, şikâyet edilen muhabirin gazetecilik görevini kötüye kullandığı ileri
sürülmüş ve hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 3, 4, 5 ve 12’nci maddelerini ihlal
etmekten karar alınması talep edilmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ        : 

Şikâyet başvurusu, şikâyet edilen Kanal 7 televizyonu muhabiri Meryem Nas
Mercan’a, 20.03.2023 tarihinde PTT ile gönderilmiş ve ‘alındı’ belgesi gelmiştir.
Şikâyet edilen, başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında
uzlaşma sağlanamamıştır.
GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ     : 
Şikâyete konu olay, İstanbul’un Beşiktaş İlçesi’nde 11.01.2023 tarihinde şikâyetçi
manavda alışveriş yaparken meydana gelmiştir. Tarafların anlatımı ve yayınlanan
görüntülere göre olay şöyle gelişmiştir:
Şikâyet edilen Kanal 7 televizyonu muhabiri Meryem Nas Mercan manavda alışveriş
yapan şikâyetçi Aylin Arpacıoğlu’na mikrofon uzatarak röportaj yapmak istemiştir.
Kendisiyle röportaja yapılmasına izin vermediğini söyleyen ve çekimin durdurulmasını
isteyen şikâyetçinin “Bu şekilde devam ederseniz sizi mahkemeye vermek
durumunda kalmayayım” demesi üzerine, şikâyet edilen muhabir “Sen bana
gazeteciliği öğretemezsin… Sen bana işimi öğretemezsin” karşılığını vermiş ve
aralarında tartışma çıkmıştır.
Bir süre tartışan taraflardan şikâyetçinin aldığı ürünleri tarttırıp ödeme yaparken
“Bence kafan hava aldıktan sonra bir konuş. Oksijen eksik sende” demiştir. Bunu
duyan kameraman Ersin Güler şikâyetçiyi kayda almaya başlamış ve “Kafan hava
alsın dedi” diye bağırarak uzakta bulunan muhabir Meryem Nas Mercan’a haber
vermiştir. Bu sözlerin başörtüsüne hakaret amacıyla edildiğini düşünen şikâyet edilen
muhabir, hemen manavdan ayrılmak üzere olan şikâyetçinin yanına giderek “Öyle
mi? Bi dakka bi dakka.. Başörtüme mi? Bi dakka, hiçbir şeyi kabul etmem” demiştir.
Şikâyetçi “Hayır” diyerek başörtüsünü kastetmediğini belirtmeye çalışmışsa da
muhabir “Hanımefendi bana az önce kafan hava alsın dedi ve başörtüme laf etti”
diyerek ısrar emiştir. Şikâyetçinin “Beni itiyor musun” demesi üzerine “Evet tutuyor ve
çekiyorum” diyen muhabir kameraya dönerek, “Benim başörtüme laf ederek,
hanımefendi az önce, kafanı aç biraz hava alsın dedi” ifadelerini kullanmıştır.
Şikâyetçi oradan uzaklaşmaya çalışırken peşinden takibe devam eden muhabir
“Kafanız biraz oksijen alsın dediniz ve başörtüme laf ettiniz… Her yeriniz dediniz. Çok
teşekkür ediyorum ama keşke o beyninizi biraz açsanız da… Benim başörtüme laf
edecek haddinizi bilin. Benim başörtüme laf edemezsiniz” demiştir.
Şikâyet edilen muhabir olayın ardından şikâyetçi hakkında savcılığa suç
duyurusunda bulunmuştur. Kimliği tespit edilen ve bir gün sonra gözaltına alınıp
emniyetteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edilen şikâyetçi, adli kontrol koşuluyla
serbest bırakılmıştır. Avukatının itirazı üzerine hakkındaki adli kontrol kararı
kaldırılmıştır.
Şikâyet edilen muhabir görev yaparken yaşadığı olayda, açıkça başörtüsü sözcüğü
geçmemiş olsa da giyim tarzının sorgulandığını, inancı gereği başörtülü olduğu için
ayrımcılığa uğrayıp nefret söylemine muhatap olduğunu düşünmüştür. Bu eylemi
yaptığını iddia ettiği kişiye sert tepki göstermesi, hakkında cezai yaptırım uygulatmak
için şikâyetçi olup olayı yargıya taşıması kişisel hakkıdır, herhangi bir sorun yoktur.
Ancak şikâyet edilen gazetecidir, kamusal görev yapmaktadır; gazetecilik görevini
yaparken meslek etiğine uygun davranıp davranmadığının sorgulanması gerekir.

Şikâyet edilen muhabirin röportaj yapmak istediği kişi izin vermeyince “Bana
gazeteciliği öğretemezsin” diyerek tartışmayı girmesi; ardından başörtüsüne laf
ettiğini söylediği şikâyetçi “Hayır” diyerek bunu kabul etmediği halde önünü kesip
kolundan çekiştirerek “Dedin. Sen benim başörtüme laf ettin. Bu hanımefendi benim
başörtüme laf etti.. Başörtüme laf edemezsiniz” diyerek kayda alması; şikâyetçinin
gözaltına alınma ve adliyeye sevk edildiği görüntüleri kendini haklı çıkaran kurgu ve
üslupla yayınlayıp onu kamuoyuna ‘suçlu’ olarak teşhir etmesi sorunludur.
Gazeteci kamusal görev yapar, sahip olduğu hak ve imtiyazları kendi konumu ve
kişisel konularına alet edemez. Kamuyu etkileme ve yönlendirme gücünü kendi çıkarı
için kullanamaz. Şikâyet edilen muhabir başörtüsü konusunda hassasiyeti nedeniyle
duygularına yenik düşüp yayıncılık görevi sınırlarını aşmıştır. Öngörememiş olsa bile
şikâyetçinin peşinen ‘suçlu’ ilan edilerek hakkında medyada ‘linç kampanyası’
başlatılarak kamuoyunda hedef gösterilmesine neden olmak suretiyle etik ihlalinde
bulunmuştur.
Açıklanan bu nedenlerle şikâyet edilenin, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kamusal bir görev
olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez. Gazeteci halkın
haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını gözetir” şeklindeki 3’üncü; “Gazeteci
görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla
yapmaktan sakınır” başlıklı 12’nci maddelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikâyet
edilen hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 3 ve 12’nci maddelerini ihlalden ‘UYARI’
kararı alınmasını öneririz.
YÜKSEK KURUL DEĞERLENDİRMESİ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, şikâyet başvurusunu 29.03.2023 tarihinde yaptığı
toplantıda görüşmüştür. Genel Sekreterlik raporunun okunması ve görüntülerin
izlenmesinin ardından Yüksek Kurul dosyanın müzakeresine geçmiştir.
Söz alan üyeler, raporda şikâyet edilen muhabirin etik ihlali yaptığına ilişkin tespitlerin
isabetli olduğu; ancak ihlalin iki madde ile sınırlı tutulması ve ‘uyarı’ kararı alınması
önerisinin ihlalin ağırlığı karşısında yetersiz kaldığını görüşünde birleşmiştir. Üyeler
gerek tarafların anlatımı, gerekse olayla ilgili görüntülerden muhabirin yöntem ve
amaç olarak gazetecilik/yayıncılık görevinin sınırlarını aştığı; şikâyet edilenin yaptığı
yayınlardan, sahip olduğu kamuoyunu etkileme ve yönlendirme gücünü kişisel
konumu ve faydası için kullandığının açıkça anlaşıldığını vurgulamıştır.
Şikâyet edilenin Basın Meslek İlkeleri’nin 3 ve 12’nci maddelerini ihlal ettiğinde görüş
birliği sağlayan Yüksek Kurul, bazı üyelerin önerisiyle 5 ve 13’üncü maddelerin
ihlalinin söz konusu olup olmadığını da tartışmıştır. Muhabirin, röportaj yapmak için
izin almadan şikâyetçiye mikrofon uzatıp soru sormasının, alışveriş yapılan kamuya
açık bir yerde olsa da özel hayata müdahale olduğu belirten üyeler bu eylemin Basın
Meslek İlkeleri’nin 5’inci maddesinin ihlali olduğunda ittifak etmiştir. Tartışılan 13’üncü
madde ihlali önerisine çoğunluk katılmamıştır.
Yüksek Kurul, raporda önerilen ‘UYARI’ kararının da şikâyet edilen muhabirin neden
olduğu ihlalin ağırlığı karşısında yetersiz kalacağı gerekçesiyle ‘KINAMA’ kararı
alınmasını uygun bulmuştur.
SONUÇ :

Müzakerenin tamamlanmasının oylamaya geçen Yüksek Kurul, şikâyet edilen
muhabirin, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı
özel amaç ve çıkarlara alet edilemez. Gazeteci halkın haber alma ve gerçekleri
öğrenme hakkını gözetir” şeklindeki 3’üncü;
“Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında yayın konusu
yapılamaz” şeklindeki 5’inci;
“Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve
tutumla yapmaktan sakınır” şeklindeki 12’nci maddelerinin ihlal edildiğini OY BİRLİĞİ
ile saptamış ve yine OY BİRLİĞİ ile ‘KINAMA’ kararı almıştır.
Sonuç olarak şikâyet edilen Kanal 7 Televizyonu muhabiri Meryem Nas Mercan
hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 3, 5 ve 12’nci maddelerini ihlalden OY BİRİLĞİ ile
‘KINAMA’ yaptırımı uygulanmasına karar verilmiştir.