BKYK KARARI 2023-01

BASIN KONSEYİ, GAZETECİ AHMET HAKAN HAKKINDAKİ
BAŞVURUDA ‘ŞİKÂYETİN YERSİZLİĞİ’ KARARI VERDİ

YÜKSEK KURUL KARARI 

DOSYA NO                 : 2023- 01
KARAR TARİHİ : 18.01.2023
ŞİKÂYET EDEN  : Hakan AKTAR (hakanaktar@proton.me)
ŞİKAYET EDİLEN : Ahmet HAKAN (COŞKUN) (Hürriyet Gazetesi GYY ve yazarı)
ŞİKAYET KONUSU         :
HÜRRİYET gazetesinin genel yayın yönetmeni ve aynı zamanda yazarı olan Ahmet
Hakan Coşkun’un 23.12.2022 tarihinde yazdığı “Aman imam- hatiplilere dikkat et
Gülşen” başlıklı köşe yazısında Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla
şikâyette bulunulmuştur.
Şikâyetçi Hakan Aktar tarafından Basın Konseyi’ne 26.12.2022 tarihinde yapılan
başvuruda, söz konusu yazıda topluma mal olmuş bir sanatçının tehdit edildiği ileri
sürülmüştür. Gazetecinin, bir şarkıcıyı tehdit etmesinin meslek etiğine uygun
olmadığı belirtilen başvuruda şu ifadelere yer verilmiştir:
“Bir köşe yazarı olarak topluma mal olmuş bir şarkıcıyı ‘tehditvari’ uyarmak,
gazetecinin işi midir?
Ayrıca ‘sallarken’ sözcüğünü, hem ‘atıp tutarken’ hem de ‘popo sallarken’ anlamında
kullandığını düşünüyorum.  Bu nedenlerle Basın Konseyi Ahmet Hakan’ı kınamalıdır.
Bu yazılanlar Basın Ahlakına sığmaz.
Gazeteci bir şarkıcıyı tehdit ederse, bu sizin 12 numaralı ilkenize aleyhte hareket
etmiş olur. “
Başvuruda şikâyet edilen yazar hakkında, Basın Meslek İlkeleri’ni ihlalden kınanması
talep edilmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ        : 
Şikâyet başvurusu, şikâyet edilen Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni ve yazarı
Ahmet Hakan Coşkun’a 30.12.2022 tarihinde PTT ile gönderilmiş ve ‘alındı’ belgeleri
gelmiştir. 
Şikâyet edilen, başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında
uzlaşma sağlanamamıştır.
GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ     : 
Şikâyet edilen “Aman imam- hatiplilere dikkat et Gülşen” başlıklı köşe yazısı, Hürriyet
gazetesinde 23.12.2022 tarihinde yayınlanmıştır. Gazetenin genel yayın yönetmeni
ve yazarı Ahmet Hakan (Coşkun), aynı gün farklı konuları işlediği köşesinde parçalı

yazılarından ilkini, şarkıcı Gülşen Bayraktar Çolakoğlu’na ayırmıştır. Yazar, imam-
hatiplilerle ilgili yaptığı bir espri nedeniyle başı derde giren şarkıcı Gülşen’in, yeniden
sahnelere döndüğüne atıfta bulunarak şu ifadelere yer vermiştir:
“Gülşen’in yeniden sahnelere dönmesi, hayatın yeniden olağan akışına dönmesi gibi
bir şey.
Biraz saygısızca olsa da yaşandı bitti her şey.
Artık her şey normale döndü yani.
Kuşlar uçuyor, vapurlar yüzüyor ve Gülşen sahnelerde şarkılarını söylüyor.
Aman ne güzel! Aman ne iyi.
Sahnelere yeniden dönmesini memnuniyetle karşıladığım Gülşen, bir iddiaya göre
sahne aldığı mekanda şöyle demiş:
‘Aranızda emniyetten kimse var mı?’
Güzel espri. Şahane mizah.
Gülümsedim tabi.
Fakat, Gülşen’i uyarıyorum.
O mekanda emniyetten kimse olmaz. Ama mutlaka bir imam- hatipli olur.
İmam- hatipliler artık hiç olmayacak yerlerde olabiliyor Gülşen.
Onlara sallarken üç kere düşünsen iyi edersin.”
Şarkıcı Gülşen, geçen yıl nisan ayındaki konserinde, ekip arkadaşına yönelik “İmam
hatipte okumuş daha önce kendisi, sapkınlığı oradan gelmiyor” esprisi yapmış; bu
sözler 4 ay sonra gündeme getirilip sosyal medyadan hedef gösterilince hakkında
soruşturma açılarak gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Avukatının itirazı üzerine ev
hapsi kararıyla cezaevinden tahliye edilen şarkıcının, İstanbul 11’inci Asliye Ceza
Mahkemesi’nde ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama’ suçlamasıyla 3 yıla
kadar hapis cezası istemiyle yargılanması devam etmektedir.
Yaşadığı bu olay nedeniyle konserlerini iptal eden şarkıcının, yılbaşı öncesi bir
şirketin gecesinde sahneye çıktığı ve izleyenlere “Aranızda emniyetten kimse var mı?
Ona göre dikkatli konuşayım” dediği basında yer almıştır. Konuyu 23.12.2022
tarihinde “Aman imam- hatiplilere dikkat et Gülşen” başlıklı yazıyla köşesine taşıyan
yazar, aradan 4 gün geçtikten sonra 27 Aralık 2022 tarihinde “Gülşen’in İzmir
Konseri” başlıklı bir yazı daha yayınlamıştır. Şarkıcının yılbaşı gecesi İzmir’de konser
vereceğinden söz eden yazar, “Tek kaygım şu. Bu konser Gülşen’i ‘politik bir figür’
haline dönüştürür mü? Aman dönüştürmesin. Ben, Tarkan’ın da Gülşen’in de siyaset
üstü sanatçılar olarak kalmasını arzu ediyorum” görüşünü açıklamıştır. Bu yazı da
medyada polemik konusu olmuştur.
Şikâyet edilen yazar, şarkıcı Gülşen’i kendi mizah anlayışı ve yeteneği ölçüsünde
yazı konusu yapmış, eleştiri ve ifade özgürlüğünü kullanmıştır. Şikâyetçi de yazarın
şarkıcıya yönelik “İmam- hatipliler artık hiç olmayacak yerlerde olabiliyor Gülşen.
Onlara sallarken üç kere düşünsen iyi edersin” ifadelerinin tehdit içerdiği; ‘sallarken’
sözcüğünün de hakaret ve aşağılama olduğunu ileri sürmüştür.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde ‘sallamak’ sözcüğü “Düzenli biçimde aynı yönde hareket
ettirmek- Sarsmak- Bir işi sürekli olarak ertelemek” ; Argo anlamı ise “Yalan
söylemek- Uydurmak- Kafadan atmak” anlamlarındadır. Yazarın ‘sallarken’
sözcüğünü argo anlamıyla kullandığında tereddüt yoktur. Köşe yazısı bir bütün olarak
ele alındığında, mizah görünümü altında argo ve kaba ifade kullanıldığı; şarkıcı
hakkında toplumda olumsuz algı oluşturmak amacına yönelik olduğu açıktır.

Şikâyet edilen haber değil, köşe yazısıdır. ‘Objektiflik’ başta olmak üzere haberdeki
aranan ölçütlere uygun olması koşulu aranmaz. Köşe yazıları, yazarın serbestçe
görüşünü dile getirdiği, yorum yaptığı ve kanaat bildirdiği yazılardır. Yazar,
yazılarında ele aldığı konuyu dilediği gibi yorumlama, kanat açıklama, sert ve sarsıcı
eleştiride bulunma ve hatta taraflı olma özgürlüğüne sahiptir. Şikâyet edilen yazarın
‘taraflı’ olduğu algısı yaygındır.
Gazetecinin taraflı olmasının meslek etiği ile bağdaşıp bağdaşmadığı elbette
tartışılabilir. Ancak, Basın Konseyi’nin 16 maddelik Basın Meslek İlkeleri’nde,
gazetecilerin tarafgir olmasını; haberlerinde/yazılarında argo ve kaba ifadeler
kullanmasını doğrudan etik ihlali sayan ve yaptırım öngören bir madde
bulunmamaktadır. Yüksek Kurul, bu yönde henüz bir ilke kararı da almamıştır.
Açıklanan bu nedenlerle şikâyet edilen “Aman imam- hatiplilere dikkat et Gülşen”
başlıklı köşe yazısının eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ve etik ihlali
oluşmadığı kabullenilmelidir. Şikâyet edilen hakkındaki başvuruda ‘şikâyetin yersizliği’
kararı alınmasını öneririz.
YÜKSEK KURUL DEĞERLENDİRMESİ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nun 18.01.2023 tarihinde yaptığı toplantıda şikâyet
başvurusunu görüşmüştür. Genel Sekreterlik raporunun sunumunun ardından
dosyanın müzakeresine geçilmiş ve üyeler, şikâyete konu yazıda etik ihlali olup
olmadığı konusunda farklı görüş bildirmiştir.
Etik ihlali olduğu görüşünü savunan üyeler, şikâyet edilen köşe yazısında Basın
Meslek İlkeleri ihlal edilmediği ve şikâyetin yersizliği kararı alınması yönündeki Genel
Sekreter önerisinin isabetli olmadığını dile getirmiştir. Yazıdaki “uyarıyorum” sözcüğü
ve “üç kere düşünsen iyi edersin” ifadesinin kullanıldığına dikkat çeken üyeler,
yazarın hedef aldığı şarkıcıyı tehdit ettiğini ve ayrımcılık yaptığını savunmuştur. Bu
görüşteki üyeler, başvuruda her ne kadar 12’nci maddenin ihlalinden söz edilse de
şikâyet edilen yazıda 13’üncü madde ihlalinin söz konusu olduğunu ve şikayet edilen
yazar hakkında bu maddeyi ihlalden karar alınmasını talep etmiştir.
Yüksek Kurulda çoğunluk ise şikâyet edilen köşe yazısında etik ihlali olmadığı
görüşünü savunmuştur. Şikâyet edilenin, genelde mizahi üslup kullanan bir yazar
olduğunu ve bu yazısının da ironi (alay) içerdiğini vurgulayan üyeler, etik denetim
yapılırken cımbızlanan bir ifadenin değil, yazının bağlamından kopartılmadan bir
bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini; Yüksek Kurul’un görevinin eleştiri ve ifade
özgürlüğünü en geniş anlamıyla savunmak olduğunu dile getirmiştir. Bu görüşteki
üyeler, şikâyet edilen yazarın yazıda adı geçen şarkıcıya yönelik bir tehditte
bulunmadığını; daha önce sorun yaşamasına neden olan sözleri tekrarlasa ‘yine bir
imam-hatipliye yakalanıp başının derde girebileceğini’ mizahi bir üslupla hatırlattığını
savunmuştur. Bazı üyeler, köşe yazısında etik ihlali olmadığı ve şikâyetin yersizliği
kararı alınmasını önerisine katılmakla birlikte, Genel Sekreterin raporundaki yazarın
‘taraflı’ olduğu ve hakkında konu dışında yapılan değerlendirmelerin rapordan
çıkarılmasını talep etmiştir. Ancak bu talep oylanmadığından bir sonuca
varılamamıştır.
SONUÇ :

Müzakerenin tamamlanmasının ardından oylamaya geçilmiştir. Şikâyet edilen köşe
yazısında Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edilmediğini OY ÇOKLUĞU ile saptayan
Yüksek Kurul, şikâyet edilen hakkında yine OY ÇOKLUĞU ile ‘ŞİKÂYETİN
YERSİZLİĞİ’ kararı almıştır.
Sonuç olarak, şikâyet edilen Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı
Ahmet Hakan (Coşkun) hakkındaki başvuruda OY ÇOKLUĞU ile ŞİKÂYETİN
YERSİZLİĞİ kararı verilmiştir.