BASIN KONSEYİ, ÖZGÜR KOCAELİ GAZETESİ HAKKINDAKİ
ŞİKÂYETTE ‘UYARI’ KARARI VERDİ
YÜKSEK KURUL KARARI
DOSYA NO : 2022- 31
KARAR TARİHİ : 24.08.2022
ŞİKÂYET EDEN : Prof. Dr. Abdullah KAHRAMAN (Kocaeli Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dekanı)
VEKİLİ : Av. Süheyla KAHRAMAN
ŞİKAYET EDİLEN : Cemalettin ÖZTÜRK (Özgür Kocaeli gazetesi yazarı)
Körfez Mah. Ankara Yolu Cad.195/5 İZMİT- KOCAELİ
ŞİKÂYET KONUSU :
Özgür KOCAELİ gazetesinde 21.07.2022 tarihinde Cemalettin Öztürk imzasıyla
yayınlanan “Sadettin Hoca giderse üniversite dağılır!” başlıklı köşe yazısında, Basın
Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyette bulunulmuştur.
Şikâyetçi Prof. Dr. Abdullah Karahan’ın avukatı Süheyla Karahan tarafından
21.07.2022 tarihinde yapılan başvuruda, gazetenin ‘Analiz’ adlı köşesinde yayınlanan
yazının gerçeği yansıtmadığı, Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı olan
şikâyetçiye iftira atıldığı iddia edilmiştir. Şikayetçinin kişilik haklarının ihlal ettiği
savunulan başvuruda özetle şu ifadelere yer verilmiştir:
“Yazıda “Rektör olarak atanmak için sıkça Ankara’ya gidip Diyanet İşleri Başkanı ile
kulis çalışması yapıyor. Kendisine zemin hazırlıyor. Bu konuda üniversite bünyesinde
ciddi bir huzursuzluk var’ ifadeleri ile müvekkilime asla girişimde bulunmadığı bir
husus isnat edilmiş, müvekkilimin mesleki ve şahsi saygınlığını ve itibarını
zedeleyecek ifadelerde bulunulmuştur.
Müvekkilimin, yazıda söz edildiği biçimde bir rektörlük girişimi asla bulunmamaktadır.
Ayrıca, yazıda bahsedildiği üzere hayatı din üzerine kurulu bir ismin Kocaeli
Üniversitesi’nin başına atanması halinde üniversitenin saygınlığının ve başarısının
düşeceğine ilişkin ifadeler ise eleştiri sınırını aşan ve müvekkilimin dini kimliğini
aşağılayan ifadelerdir.
Köşe yazısı, üslubundan da görüleceği üzere adeta “dedikodu” usulünü benimsemiş,
tamamen kulaktan dolma bilgilerle yazılmıştır. Sözü edilen ifadeler, basına haber
verme ve eleştiri hakkı sınırları içerisinde kalmadığı gibi gerçeğe de tamamen
aykırıdır. Bu sebeple haberde bir kamu yararı da bulunmamaktadır.
Müvekkilim, Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin dekanlığı görevini layığıyla
yürütmekte olup saygın bir konumdadır. Gerçeklikten uzak ve karalama saikiyle
yapılan bir haber veya yazı, müvekkilimin toplumsal itibarını zedelemekte ve kendisini
manevi olarak yıpratmakta, elem ve ıstırabına sebebiyet vermektedir.”
Başvuruda, şikâyet edilen gazeteci hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 4, 6 ve 12’nci
maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle ‘kınama’ kararı verilmesi de talep edilmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ :
Şikâyet başvurusu, şikâyet edilen Özgür Kocaeli gazetesi köşe yazarı ve aynı
zamanda Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olan Cemalettin Öztürk’e 26.07.2022 tarihinde
PTT aracılığı ile gönderilmiş ve posta ‘alındı’ belgesi gelmiştir.
Şikâyet edilen, başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında
uzlaşma sağlanamamıştır.
GENEL SEKRETER GÖRÜŞÜ
Şikâyet edilen yazı Özgür Kocaeli gazetesinin ikinci sayfasındaki ‘Analiz’ köşesinde
21.07.2022 tarihinde yayınlanmıştır. Gazetenin aynı zamanda Sorumlu Yazı İşleri
Müdürlüğü görevini üstlenen yazar Cemalettin Öztürk imzalı “Sadettin Hoca giderse
üniversite dağılır” başlıklı yazının konusu Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü’ne yeni
dönemde yapılacak rektör atamasıdır.
Sayfanın beşte ikisini kaplayan 32 paragraflık yazıda, üniversitenin 30 yıllık tarihinde
görev yapan önceki 3 rektörün başarılı olduğu, 2014 yılından bu yana iki dönemdir
görevde bulunan rektörün de üniversiteyi iki kat büyüttüğü, ve bu başarıların
sürdürülmesi, akademik kadronun dağılmaması için bir dönem daha görev yapması
gerektiği savunulmuştur. Yazının şikâyetçiyle doğrudan ya da dolaylı ilgili olan 8
paragraflık bölümü ise aynen şöyledir:
“En son gittiğimde hastanede görevli akademik ve idari personelle ayaküstü yaptığım
sohbette çok ilginç bir detay dikkatimi çekti.
Sohbet eden profesörü de idari personeli de sağlık görevlisi de kasım ayında
yapılacak rektörlük (seçim olmayacak, atama yapılacak) ataması ile ilgili endişelerini
dile getirdiler.
Şunları anlattılar:
‘Cemalettin bey, Tıp Fakültesinde büyük bir huzursuzluk var. Bu huzursuzluğun
sebebi de kulaktan kulağa yapılan bir söylenti. Alanında dünyanın en saygın bilim
insanı olan Prof. Dr. Sadettin Hoca’nın rektörlük koltuğuna talip olan bir kişinin adı
geçiyor. Bu kişi, KOÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Kahraman. Bu kişi,
rektör olarak atanmak için sürekli Ankara’ya gidip, Diyanet İşleri Başkanı ile kulis
çalışması yapıyor. Kendisine zemin hazırlıyor. Bu konuda üniversite bünyesinde ciddi
bir huzursuzluk var. Eğer ki bu kişi rektör olursa, KOÜ Tıp kesinlikle biter. Dağılır.
Hastanedeki ünlü profesörler, bilim insanları, akademik kadro ayrılır ve başka
üniversitelere gider. Başlatılan tüm bilimsel çalışmalar yarıda kalır, tıp fakültesi
hastanesine sağlanan tüm imkanlar kesilir. Devam eden bilimsel çalışmalar durur,
ilerleme sağlanamaz. Tıp Fakültesi’ndeki ahenk biter, bu güzel başarılı kadro dağılır”
dediler.
Gazeteye geldiğimde Prof. Dr. Abdullah Kahraman kimdir, necidir merak ettim.
Araştırdım. Son olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliği
yapmış. Oradan KOÜ İlahiyat Fakültesi Dekanlığına atanmış. Hayatı din üzerine
kurulu bir isim.
Hastane koridorlarında bu kişinin rektörlük için Diyanet İşleri Başkanını devreye
soktuğu, görüşmeler yaptığı bana söylenince duraksadım.
Şaşkınlığımı gözleyemeyerek ‘Besmele’ çektim.
Araştırma Üniversitesi ve Üniversite Sanayi işbirliği alanlarında son yıllarda ilerleme
ve dönüşüm gerçekleştiren, bugüne kadar çizgisinden sapmadan bilimsel çalışma ve
uyumlu büyümede duruşunu titizlikle koruyan Kocaeli Üniversitesi’nin başına bir din
eğitmeninin atanması halinde, bu başaralı üniversitenin Sütçü İmam
Üniversitesi’nden farkı kalır mı?”
Şikâyet edilen gazeteci, yazının yayınlandığı Özgür Kocaeli gazetesinin hem
yöneticisi, hem yazarıdır. Gazetede haberlerin gerçeklik, güncellik ve kamusal yarar
gibi ölçütlere uygun, objektif ve yorumsuz yayınlanmasından sorumludur. Şikâyet
konusu olan ise bu ölçütleri mutlak taşıması gereken bir haber değil, yazarın kendi
görüşlerini okura aktardığı köşe yazısıdır. Köşe yazarlarının ele aldığı konuda okuru
bilgilendirmenin yanı sıra, kanaat belirtmesi, yorum yapması ve savunduğu görüş
doğrultusunda yönlendirmesi de en doğal hakkı ve ifade özgürlüğüdür.
Yazar, gazetecilik yaptığı kent için büyük önemi olan Kocaeli Üniversitesi’ne yeni
dönemde yapılacak rektör atamasını köşesine taşımıştır. Üniversitenin ulaştığı başarı
çizgisinin devam etmesi için mevcut rektörün bir dönem daha görev yapmasının
yaşamsal önemi bulunduğunu savunmuş; adaylık için faaliyet yürüttüğünü ileri
sürdüğü şikâyetçinin rektör olmasına ise şiddetle karşı olduğunu ortaya koymuştur.
Üniversitede yaptığı görüşmeler ve gözlemine dayanarak kaleme aldığını belirttiği
yazısında, ‘şikâyetçinin rektör olmak için sürekli Ankara’ya gidip Diyanet İşleri
Başkanı ile kulis çalışması yaptığı’, bu durumun ‘üniversite bünyesinde huzursuzluk
yarattığı’ ifadelerine de yer vermiştir.
Şikâyet edilen yazıda hakkındaki iddialara karşı şikâyetçinin görüşünü almaması,
kulis yapmak için Ankara’ya gidip geldiğine ilişkin kanıt ortaya konulmaması ve
dedikoduyu aktarmakla yetinmesi eksiklik olsa da etik ihlali oluşturmaz. Zira kulis
yazıları zaten kanıtı ortaya konulmayan, ancak gerçek olduğunda geniş ittifak
sağlanan bilgilerle kaleme alınır. Muhatabına cevap ve düzeltme hakkı tanınmaması
halinde ihlal söz konusudur. Şikâyetçinin, yazıdaki rektör adayı olduğu ve kulis
yaptığı iddialarına karşı cevap ve düzeltme talebinde bulunup da bunun yerine
getirilmediğine ilişkin bir beyanı yoktur..
Tüm bunlara karşın şikâyet edilen köşe yazısında sorun, şikâyetçiyi itibarsızlaştırmak
üzere kurgulanması, bir bilim insanının mesleki ve kişisel saygınlığının hedef
alınmasıdır. Yazıdaki “Hayatı din üzerine kurulu bir isim”, “Kimdir, necidir merak ettim
araştırdım”, “Şaşkınlığımı gözleyemeyerek ‘Besmele’ çektim”, “Başına bir din
eğitmeninin atanması halinde bu başarılı üniversitenin Sütçü İmam Üniversitesi’nden
farkı kalır mı?” ifadeleriyle eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırları aşılarak şikâyetçinin
akademik salgınlığı, inanç özgürlüğü ve kişilik hakları ihlal edilmiştir.
Yazar, halen dekanlık yapmasında mahzur görmediği şikâyetçinin, rektör olması
halinde üniversitenin saygınlığını yitireceğini ve dağılacağı görüşünün inandırıcı
olmadığını, tepki gördüğünü/göreceğini ve etik ihlalinde bulunduğunu fark ederek,
yazısını gazetenin internet sitesinde değiştirmiştir. Gazetedeki “Sadettin Hoca
giderse üniversite dağılır” başlıklı yazı, gazetenin internet sitesinde “KOÜ’de rektörlük
seçimi Aralık ayında” başlığı altında ve şikâyetçiyle ilgili bölüm tamamen çıkartılarak
yayınlanmıştır. Şikâyet edilenin, söz konusu yazısını gazetenin internet sitesinde
değiştirmesi/düzeltmesi, basılı gazetedeki köşesindeki etik ihlalini ortadan kaldırmaz,
ancak hafifletici neden olarak değerlendirilir.
Açıklanan bu nedenlerle, “Sadettin Hoca giderse üniversite dağılır” başlıklı yazıda
Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük
düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki
4’üncü maddesinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikâyet edilen hakkında Basın Meslek
İlkeleri’nin 4’üncü maddesini ihlalden ‘UYARI’ kararı alınmasını öneririz.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu şikâyet başvurusunu, 24.08.2022 tarihinde yaptığı
toplantısında görüşmüştür. Genel Sekreterlik raporunun okunmasının ardından,
toplantıya katılma talebinde bulunan şikâyetçi Prof. Dr. Abdullah Kahraman davet
edilip dinlenmiştir.
Şikâyetiyle ilgili açıklamalar yapan ve Yüksek Kurul üyelerinin sorularını yanıtlayan
şikâyetçi, köşe yazısında kendisine atfedilen eylemlerin hiç birini yapmadığını, rektör
olmanın aklının ucundan geçmediğini ve talepte bulunmadığını; hiçbir makamı, kişiyi
aramadığını Ankara’ya gidip kulis yapmadığını söylemiştir. Şikâyet edilen gazetecinin
bu bilgilere elindeki iletişim olanaklarıyla açık kanallardan kolayca ulaşabileceği gibi,
kendisini arayıp sorması halinde gerçeği öğrenebileceğini vurgulayan şikâyetçi,
“Bunu yapmadığı gibi, yazının yayınlanmasının ardından kendisiyle irtibata
geçildiğinde düzeltme yapmamış, özür bile dilenmemiştir. Bu kadar sorumsuz
olunmamasını düşünüyorum” demiştir. Yazıda, kendisinin görevdeki başarısından
rahatsız olanların çıkardığı dedikodunun, sorgulanmadan kesin gerçekmiş gibi
yansıtıldığını savunan şikâyetçi, “Doğrudan hedef alındım. Mesleki kariyerime ve
kişilik haklarıma zarar verildi. Dini duygularım rencide edildi. Heyetinizin gereken
kararı alacağına inanıyorum” diyerek açıklamalarını tamamlamıştır.
Şikâyetçinin toplantıdan ayrılmasının ardından Yüksek Kurul dosyanın müzakeresine
geçmiştir.
İlk olarak köşe yazılarında, okura aktarılan bilgilerin etik açıdan tıpkı haberlerdeki gibi
‘gerçeklik’ ölçütüne uygunluk denetimi yapılıp yapılamayacağını tartışmıştır. Üyeler
bu konuda farklı görüş ortaya koymuş, çoğunlukla köşe yazılarında haber içerikli
bilgilerin ‘gerçeklik’ ölçütüne uygun olması gerektiğini dile getirmiştir. Buna karşı
çıkan üyeler ise köşe yazarının taraflı olabileceği, kanaat belirtip yorum yapabileceği
gibi, duyum ve kulis bilgilerine yazısında yer vermesinin de ifade özgürlüğü
kapsamında olması gerektiğini savunmuştur.
Şikâyet edilen köşe yazısında etik ihlali olup olmadığı konusunda da üyeler farklı
görüş dile getirmiştir.
Etik ihlali olduğu görüşünü savunan üyeler, Genel Sekreterlik raporundaki tespitlere
katılmakla birlikte, hem ihlal edilen maddeyi hem de ihlal gerekçesini isabetli
bulmamıştır. İhlalin, yazıda şikâyetçi hakkında ‘gerçeklik’ ölçütüne uygun olmayan
bilgi verilmesi olduğunu değerlendiren üyeler, şikâyet edilenin gerçek olmayan bilgiyi
köşesine taşıyarak Basın Meslek İlkeleri’nin 4’üncü maddesinin değil, 6’ncı maddesini
ihlal edildiğini savunmuştur. Üyeler, bir yazarın yorum yapma özgürlüğü olduğunu,
ancak bu özgürlüğün arkasına sığınarak olayın gerçeğini saptırma ve değiştirme
şeklinde yorum yapma hakkına sahip olamadığı görüşünde birleşmiştir. Şikâyet
edilenin kendisine iletilen dedikoduyu, hiçbir araştırma yapmadan kesin gerçek gibi
okura aktarması; şikâyetçiyi ilgisinin olmadığı bir konuyla ilişkilendirip mesleki
kariyeri, kişilik hakları ve dini inancını gündeme getirip sorgulamasının gazetecilik
sorumluluğu ile bağdaşmadığı da üyeler tarafından dile getirilmiştir.
Etik ihlali olmadığı görüşünü savunan üyeler ise köşe yazısında, gazetenin
yayınlandığı kentteki üniversitede, yeni rektör atamasıyla ilgili konuşulanların ve kulis
bilgilerinin yer aldığını; yazarın bunları yorumlayıp kendi kanaatini de belirterek okura
aktarmasının ifade özgürlüğü olduğunu dile getirmiştir. Köşe yazılarında kulis
bilgilerinin yer alabileceğini, bu bilgileri çoğu zaman doğrulatmanın mümkün
olmadığını belirten üyeler, mağdur olduğunu söyleyen şikâyetçinin cevap ve
düzeltme hakkını kullanabileceğini dikkat çekmiştir.
Müzakerenin tamamlanmasının ardından oylamaya geçilmiştir. Yüksek Kurul, şikâyet
edilen haberde Basın Meslek İlkeleri’nin “Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde
bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın
yayınlanamaz” şeklindeki 6’ncı maddesinin ihlal edildiği OY ÇOKLUĞU ile saptamış,
yine OY ÇOKLUĞU ile ‘UYARI’ kararı almıştır.
SONUÇ: Şikâyet edilen Özgür KOCAELİ gazetesi yazarı ve Sorumlu Yazı İşleri
Müdürü Cemalettin Öztürk hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 6’ncı maddesini
ihlalden OY ÇOKLUĞU ile ‘UYARI’ kararı alınmasına karar verilmiştir.