BKYK KARARI 2021-30

BASIN KONSEYİ, SABAH GAZETESİ YAZARI YÜKSEL AYTUĞ HAKKINDAKİ ŞİKÂYETTE ‘UYARI’ KARARI ALDI

YÜKSEK KURUL KARARI

DOSYA NO              :  2021- 30

KARAR TARİHİ : 18.08.2021

ŞİKAYET EDENLER    : 1) Zafer EGE (egezafer86@gmail.com)

2) Av. Merve TALO, Av. Maide ÖZŞAHİN
(Temel Haklar ve Özgürlükler Platformu Hukuk Komisyonu)

ŞİKAYET EDİLEN :  Yüksel AYTUĞ (Sabah Gazetesi Yazarı)
(Güzeltepe Mah. Mareşal Fevzi Çakmak Cad. B Blok No 29/1/1 EYÜP / İSTANBUL)

ŞİKAYET KONUSU        :

Sabah gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ’un, gazetenin Günaydın ekindeki köşesinde 13.07.2021 tarihinde yayımlanan “Aşıyı reddedene uzaktan iğne atılsın” başlıklı yazıda Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikâyetlerde bulunulmuştur.

Şikâyetçilerden Av. Zafer Ege, yazının yayınlandığı gün yaptığı başvuruda yazıdaki ifadelerin eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığını; aşıya karşı olanların Anayasal ve yasal haklarına saldırıldığını; kendisinin de aralarında bulunduğu aşı olmak istemeyenlerin tehdit edilerek, şeref ve saygınlığının hedef alındığınısavunmuştur. Şikâyetçi başvurusunda şu ifadelere yer vermiştir:

Ülkemizde aşı olmak zorunluluğu yoktur. Hıfzıssıhha Kanunu ve hiçbir kanuni düzenlemede Covid-19 aşısı olunması gerektiği yönünde de düzenleme bulunmamaktadır. Anayasanın belirttiği üzere aşı olmak zorunluluğu sadece kanunla getirilebilir.

Bir köşe yazarının bu denli saygısız bir üslupla kaleme aldığı yazının hiçbir iyi söylemi bulunmamaktadır ve iyiniyetli bir yazı olduğu da söylenemez.

Aşı olmak istemeyenler ile aşı olanlar arasında provokatif söylemde bulunan ve kendisini Anayasa’dan üstün gören yazar hakkında gereğinin yapılmasını bilgilerinize sunarım.”

Şikayetçilerden, Av. Merve Talo ve Av. Maide Özşahin ise Temel Haklar ve Özgürlükler Platformu Hukuk Komisyonu adına 16.07.2021 tarihinde posta aracılığı ile yaptıkları şikayet başvurusunda, yazıdaki ifadelerin aynı zamanda suç teşkil ettiğini savunulmuşlardır. Şikâyetçiler, Basın Konseyi Basın Meslek İlkeleri’ni de sıralandıkları başvuruda da özetle şu ifadeler yer vermiştir:

Gazeteci Yüksel Aytuğ, Basın Meslek İlkeleri’ni ihlal etmekle birlikte, ifade ve düşünce özgürlüğünü aşmak suretiyle, uzmanlık alanı dahi olmayan bir konuda medya gücünü kötüye kullanarak, toplumun belli bir kesimini aşağılamıştır. Bilimselliği kanıtlanmamış hatta ciddi zararlarının olduğu bilimsel yayınlarla ortaya konulan bir konuda toplumu ayrıştırmayı ve küçümsemeyi hedeflemiştir.

Yazarın hakaret, ayrımcılık, kötüleme ve aşağılama içeren bu ifadelerini kabul etmek mümkün değildir. Yüksel Aytuğ hakkında gereğinin yapılmasını talep ederiz.”

UZLAŞMA ÖNERİSİ        :

Şikâyet başvurularından ilki şikâyet edilen Sabah gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ’a 16.07.2021 tarihinde PTT’den gönderilmiş; ikincisi de 28.07.2021 tarihinde e-mail adresinden ulaştırılmıştır. Posta ‘alındı’ belgesi gelmiştir.

Şikâyet edilen, şikâyet başvurusundaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.

GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ :

Şikâyet konusu yazı Sabah gazetesinin Günaydın ekinde yazar Yüksel Aytuğ’un köşesinde 13.07.2021 tarihinde “Aşıyı reddedene uzaktan iğne atılsın” başlığı ile yayımlanmıştır.

Toplam 8 paragraflık yazısında, toplum olarak salgına karşı ölüm kalım mücadelesi verildiğini savunan yazar, bu salgının üstesinden ancak toplumda bağışıklığın sağlanmasıyla gelinebileceğini, bunun için de şimdilik aşıdan başka seçenek olmadığını dile getirmiştir. Yazar, aşı olmayanları bu mücadeleye engel olduklarını, aşıyla vücuda çip takılacağı gibi gerekçelerle aşı karşıtlığı yaptıklarını savunmuş, bunun toplum sağlığı için sorun ve hatta insan hayatına kastetmek olduğunu ileri sürmüştür.

Aşı yaptırmayanlar ve aşı karşıtları için sert önlemler alınması gerektiğini savunan yazar kendince bazı önerilerde bulunmuştur. Bu önlemleri de özetle; aşı yaptırmayanların potansiyel virüs yayıcı kabul edilerek kapalı alanlara alınmaması; toplu ulaşım araçlarını kullanmalarının engellenmesi; seyahat özgürlüklerinin kısıtlanması; halkla yüz yüze yapılması gereken meslekte çalışıyorlarsa izinlerinin ve ruhsatlarının iptal edilmesi; virüs kaptıklarında tedavilerinin ücretli yapılması ve başkasına virüs bulaştırdıklarında cinayete teşebbüs suçundan yargılanmaları olarak sıralanmıştır.

Yazının son paragrafında ise “Aşı karşıtları özel işaret ya da simgeler (bileklik gibi) taşımak zorunda bırakılsınlar ki insanların onlardan uzak durması mümkün olabilsin. Bana kalsa tıpkı vahşi hayvanlara yapıldığı gibi uzaktan atılan iğnelerle aşılanmalarını sağlardım ya neyse..” ifadelerine yer vermiştir.

Şikâyet edilen yazının konusu, tüm dünyanın üstesinden gelmeye çalıştığı küresel sağlık sorunu olan Covid -19 salgınıdır. Konu günceldir. Salgında on binlerce insanımız yaşamını yitirmiş, yüzbinlerce insanımız hastalığa yakalanmış, sosyal ve ekonomik yaşam altüst olmuştur. Salgından biran önce ve en az zararla kurtulmak için başarılı ülkelerin yaptığı gibi, kamunun ve fertlerin bilimden ayrılmadan topyekûn mücadele etmesi gerekmektedir.

Toplumda yaygın görüş, vakaların ve ölümlerin durdurulmasının mevcut koşullarda tek yolu, şikâyet edilen yazıda da vurgulandığı gibi aşılamayla virüse karşı toplumsal bağışıklığın kazanılmasıdır. Sırası geldiği halde aşı olmayan toplumda önemli bir kesim ile aşı karşıtlarının, bu bağışıklığının önünde büyük bir engel olduğu yadsınamaz. Kamunun ve ilgili sivil kurumlarla kanaat önderlerinin ikna çabalarına ve başlatılan kampanyalara karşın bu sorun henüz aşılamamıştır.

Şikâyet edilen yazar da bu gerçekten hareketle, herkesin aşılanmasının şart olduğu görüşünü savunarak söz konusu yazıyı kaleme almıştır. Aşısızlar için yasal olmayan bazı uygulamalar önermiş, abartılı betimlemeler yapmış, onları ikna etmekten çok öfkesini dile getirmiştir. Yazarın görüşünü okuruna en iyi şekilde aktarmak ve yazısını çarpıcı hale getirmek için sarsıcısı ve hatta kışkırtıcı üslup kullanması, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını ihlal etmemek kaydıyla elbette hakkıdır. Ancak şikâyet edilen yazıdaki “Bana kalsa tıpkı vahşi hayvanlara yapıldığı gibi uzaktan atılan iğnelerle aşılanmalarını sağlardım” ifadesiyle aşı olmayanlara ‘vahşi hayvan’ muamelesinin önerilmesi eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarının aşılmasıdır.

Nitekim, Türk Dil Kurumu sözlüğünde VAHŞİ kelimesi “1-Yabani, 2- Yırtıcı”; HAYVAN kelimesi “1- Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık, 2- Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat kimse, 3- Kızılan kimseye hakaret yollu söylenen söz” anlamlarındadır.

Şikâyet edilenin, toplumdaki aşı karşıtları ile Covid- 19 aşısı olmayanlara yönelik “Tıpkı vahşi hayvanlara yapıldığı gibi uzaktan atılan iğnelerle aşılanmalarını sağlardım” ifadeleri kaba üslup olduğu gibi; hakaret, aşağılama ve hatta nefret söylemi olarak algılanabilecek ifadelerdir.

Açıklanan bu nedenlerle şikayet edilen “Aşıyı reddedene uzaktan iğne atılsın” başlıklı köşe yazısında Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü ve “Gazeteci, şiddet, nefret, zorbalık ve ayrımcılığı özendirici, insanı değerleri incitici yayın yapamaz” şeklindeki 13’üncü maddelerinin ihlal edildiği, şikayet edilen hakkında ‘UYARI’ kararı alınmasını öneririz.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :

Basın Konseyi Yüksek Kurulu,18 Ağustos 2021 tarihinde Ağustos ayı toplantısını Covid- 19 salgını önlemleri kapsamında video konferansla yapmış ve söz konusu şikâyet başvurusunu görüşmüştür.

Yüksek Kurul, başvuruya ilişkin Genel Sekreterlik raporunun okunmasının ardından dosyanın müzakeresine geçmiştir. Söz alan üyeler, şikâyet edilen yazıda can yakıcı bir sorunun konu edildiğini; Covid- 19 salgınıyla mücadelede aşıyla toplumsal bağışıklık kazanılarak başarılı olabileceği görüşünün isabetli olduğunu vurgulamış; ancak yazarın insani değerleri incitici üslup kullanmasının sorunlu olduğunu dile getirmiştir.

Genel Sekreterin, şikâyet edilen köşe yazısında etik ihlali olduğu görüşüne katılan üyeler, yazarın ele aldığı sorunun çözümü için kendince abartılı önerilerde bulunabileceğini ve bunun ifade özgürlüğü olduğunu belirtmiştir. Ancak yazarın aşı olmayanlar için vahşi hayvan benzetmesi yapıp belgesellerdeki gibi uzaktan iğne atılarak aşılanmalarını önermesinin ise abartı değil, aralarında okurlarının da bulunabileceği aşı olmayan kişilere hakaret ve aşağılama olduğunu savunmuştur. Yazıda etik ihlali olduğu görüşünde birleşen Yüksek Kurul üyeleri, alınacak kararın uyarı mı, kınama mı olacağını konusunda farklı görüş savunmuştur. Köşe yazısında ağır etik ihlali olduğu görüşünü savunan üyeler Basın Meslek İlkeleri’nin 4’üncü ve 13’üncü maddeleri ihlalinden kınama kararı alınmasını savunurken, çoğunluk uyarı kararının yeterli olacağı yönünde görüş bildirmiştir. Bazı üyeler yazıda matufiyet (yöneliklik) koşulu oluşmadığı için 4’üncü madde ihlalinden söz edilmemesi gerektiğini savunmuş, çoğunluk ise hem 4’üncü, hem 13’üncü madde ihlali yönüne karar alınmasından yana görüş bildirmiştir.

Yüksek Kurul görüşmeler sonunda yaptığı oylamada, şikâyet edilen “Aşıyı reddedene uzaktan iğne atılsın” başlıklı köşe yazısında Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü maddesinin ihlal edildiğini OY ÇOKLUĞU;

Gazeteci, şiddet, nefret, zorbalık ve ayrımcılığı özendirici, insanı değerleri incitici yayın yapamaz” şeklindeki 13’üncü ihlal edildiğini OY BİRLİĞİ ile saptamıştır.

SONUÇ: Şikâyet edilen Sabah gazetesi Günaydın eki yazarı Yüksek Aytuğ hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 2 maddesini ihlalden OY ÇOKLUĞU ile ‘UYARI’ kararı verilmiştir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın