BKYK KARARI 2021-11

BASIN KONSEYİ, TÜRKİYE GAZETESİ HAKKINDA YAPILAN ŞİKAYETTE ‘KINAMA’ KARARI VERDİ

YÜKSEK KURUL KARARI

DOSYA NO              :  2021- 11

KARAR NO : 7.04.2021

ŞİKAYET EDEN     : Bursa Tabip Odası (BTO Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan)
(Odunluk Mahallesi Akademi Caddesi No: 8 A-2 Blok Kat:2 NİLÜFER/BURSA)

ŞİKAYET EDİLEN : Sadık SÖZTUTAN (Türkiye Gazetesi Yazı İşleri Müdürü)
(Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 YENİBOSNA / İSTANBUL)

ŞİKAYET KONUSU :

Türkiye gazetesinde 18.02.2021 günü yayımlanan, ‘Ağaç dibinde serum bağlayıp ölüme yattı’ başlıklı haberde, Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikayette bulunulmuştur.

Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan, Basın Konseyi’ne 25.02.2021 tarihinde gönderdiği şikayet başvurusunda, söz konusu haberde Dr. Mustafa Yalçın’ın intiharıyla ilgili detayların verildiği, intihar yönteminin anlatıldığı, olay yeri ve ceset fotoğrafı kullanıldığını belirterek şu ifadelere yer vermiştir:

Merhum meslektaşımızın nasıl intihar ettiğinin detayları anlatılmış ve fotoğraf kullanılmıştır. Geride bıraktığı mektup, haber sınırlarını aşan okuyucuyu etki altında bırakacak genişlikte verilmiştir. Etik ilkelerin göz ardı edildiği haberde ayrıca ailesi ve yakınları ile meslektaşlarını rencide edici bir üslup kullanılmıştır. Bu konuda Bursa Tabip Odası, yazılı ve görsel basına bir çağrı bir çağrıda da bulunmuştur.

Türkiye gazetesi hakkında Basın Meslek İlkeleri’ni ihlalden işlem yapılmasını talep ediyoruz.”

Şikayetçi, olayla ilgili yayınladıkları ve Dünya Sağlık Örgütü’nün intihar haberlerinin nasıl verileceğine ilişkin olarak 2004 yılında yaptığı 7 maddelik çağrının da yer aldığı ‘Yazılı ve görsel medyaya çağrımızdır’ başlıklı bildiriyi dilekçesine eklemiştir.

UZLAŞMA ÖNERİSİ :

Şikayet başvurusu, Türkiye Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sadık Söztutan’a 12.03.2021 tarihinde PTT aracılığı ile gönderilmiş ve posta ‘alındı’ belgesi gelmiştir.

Şikayet edilen gönderdiği yanıtta, şikayet başvurusundaki iddiaların gerçek olmadığın, ayrıca Bursa Tabip Odası’nın olayın tarafı olmadığı için şikayet hakkının bulunmadığını savunmuştur.

Taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.

ŞİKAYETÇİNİN YANITI :

Türkiye Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sadık Söztutan, 26.03.2021 tarihinde Basın Konseyi Genel Sekreterliği’ne gönderdiği yanıtında,şikayet konusu haberdeki olayın ender vuku bulan olay olduğunu ve kamuoyunun ilgisini çektiği için haber değerinin yüksek olduğunu; bu haberin tüm basın kuruluşlarında yer aldığını ve kendilerinin de İhlas Haber Ajansı A.Ş.’nin geçtiği haberi yayımladıklarını belirtmiştir.

Şikayet başvurusundaki iddiaları kabul etmediklerini kaydeden Sadık Söztutan yanıtında şu ifadelere de yer vermiştir.

İntihar eden doktor önce kayıp olduğu düşünülerek uzun süre aranmıştır. Doktorun kayıp olduğu haberi tüm ülkemizde ilgi ile takip edilmiş, ölüm haberinden önce kaybolması haber olmuştur. Ölü olarak bulununca neden öldüğü araştırılmaya başlanmıştır. İntihar ettiği anlaşılınca bunun nedeni tüm kamuoyunun merakını celp etmiştir. Basın kuruluşu olarak kamuoyunu doğru bilgilendirmek bizim aynı zamanda görevimizdir. Görevimiz gereği ölüm nedeni kamuoyu ile paylaşılmıştır.

Yapılan haberde başkalarını intihara yönlendirme iddiasına kesinlikle katılmıyoruz. Haberde intihara yönlendirme yoktur. Bu nedenle uzlaşmamız söz konusu olamaz.”

Şikayet edilen yanıtında, sadece ölenin yakınlarının şikayet hakkı olduğunu, bu nedenle Tabip Odası’nın şikayet hakkının bulunmadığını da savunmuştur.

GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ :

Şikayet konusu, ‘Ağaç dibinde serum bağlayıp ölüme yattı’ başlıklı haber 18.02.2021 tarihinde Türkiye gazetesinin 1’inci sayfasında, 3 fotoğrafla yayımlanmıştır. Fotoğraflardan 1’i intihar eden doktorun vesikalık fotoğrafı, diğerleri de olay yeri ve cesedin fotoğraflardır.

Kayıp doktorun 19 saat sonra cesedi bulundu” üst başlığı konulan haberde, “Bursa’da kaybolan doktor arabasında intihar notu bırakıp, kolunda serumla bir ağaç dibinde donarak ölmüş vasiyette bulundu’ denilmiştir. Haberde Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan kalp cerrahı Mustafa Yalçın’ın sabah saat 08.00’de otomobiliyle evinden ayrıldığı, saat 11.00’de hastanede ameliyata girmeyince mesai arkadaşlarının yakınlarını aradığı, durumun polis ve jandarmaya bildirilmesi üzerine 50 kişiden oluşan arama- kurtarma ekiplerince, iz sürme köpekleriyle arama yapıldığı belirtilmiştir. Doktorun cep telefonunun Uludağ yolunda sinyal verdiği, otomobilinin Yiğitali mevkiinde, cansız bedeninin de bir kilometre uzaklıkta ormanlık alanda kara saplanmış halde bulunduğu anlatılan haberde, “Bir ağaç dibinde, koluna açtığı damar yolundan serumla kendini narkoz vererek uyutan kalp cerrahının, eksi 10 derecede donarak öldüğü tahmin ediliyor” denilmiştir.

Haberde, intihar eden doktorun otomobilinde bulunan 6 sayfalık mektupta, aynı serviste çalışan kız arkadaşıyla birlikte baskı gördüklerinden söz ettiği belirtilmiş, bir süredir psikolojisinin bozuk olduğu ve ilaç kullandığına da yer verilmiştir.

Şikayetin konusu, üniversite hastanesinde çalışan ve dolayısıyla kamu görevlisi olan bir doktorun intihar haberidir. İntihar haberlerinin yayınlanmasının etik ihlali olup olmadığı hep tartışılmaktadır. Bazı yayın organları, toplumda benzer durumdaki kişiler için tetikleyici olabileceği için ilkesel olarak intihar haberlerini yayınlamamaktadır. Ancak, intihar eden kişinin kamuoyunda tanınması ya da kamusal görevde bulunması, kamuoyunun ilgisinin olması gibi bazı koşullar mevcut olduğunda, haber verme sınırını aşmamak kaydıyla yayınlanmasında kamusal yarar söz konusu olmaktadır.

Şikayete konu haberde de intihar eden kişi, kamusal görev yapan doktordur. Kaybolduğunun bildirilmesiyle başlatılan arama çalışmaları, kamuoyunca yakından izlenmiş ve sonuç merakla beklenmiştir. Kamuoyuna yansıyan bir olay olduğundan elbette haber değeri vardır.

Basın Konseyi’nin Basın Meslek İlkeleri’nde her ne kadar intihar haberlerinin yayınlanmasını engelleyen bir madde bulunmasa da haberin veriliş biçimi etik ihlaline yol açabilmektedir. İntihar haberlerinde haber verme sınırının aşılmaması; intiharda kullanılan malzemeler ve yöntemin benzer durumdakiler için yol gösterici olabileceği için detaylı olarak anlatılmaması; dramatik kurgulama ve üsluptan kaçınılması; özellikle okuru etkileyip irite edebileceği için intihar yeri ve ceset fotoğrafı kullanılmaması etik kuraldır. Aynı zamanda bu tür fotoğrafların kullanılması Basın Kanunu’nda cezai yaptırım nedenidir.

Şikayet edilenin, sadece ölenin yakınlarının şikayet etme hakkının bulunduğu; Tabip Odası’nın taraf olmadığı için şikayet edemeyeceğini savunması, söz konusu haberin etik denetime tabi tutulmasına engel değildir. Tabip Odası, intihar eden kişinin meslek kuruluşudur. Yazılı basında okurlar, işitsel ve görsel basında dinleyici ve izleyiciler, medya kuruluşlarının etik bulmadıkları haber ve yayınlarıyla ilgili şikayet hakkına daima sahiptir. Ayrıca şikayet edilenin, söz konusu intihar olayının diğer yayın organlarında da yer aldığı savunması, haberde etik ihlali varsa bunu ortadan kaldırmaz.

Şikayet konusu haberde intiharda kullanılan kimyasal maddelerden söz edilmeyip, doktorun ‘donarak öldüğünün sanıldığı’ belirtilmiş, intihar mektubunun detaylarına girilmeyip dramatik kurgu ve üsluptan kaçınılmıştır. Ancak, intihar yeri ve karlar içindeki ceset fotoğrafının kişinin yüzü belli olacak şekilde yayınlanması etik ihlali olarak değerlendirilmelidir.

Açıkladığımız bu nedenlerle, şikayet konusu haberde Basın Meslek İlkeleri’nin “Gazeteci, şiddet, nefret, zorbalık ve ayrımcılığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapamaz” şeklindeki 13’üncü maddesinin ‘insani değerleri incitici’ olması yönünden ihlal edildiği kanaatindeyiz ve şikayet edilen hakkında ‘UYARI’ kararı verilmesini öneririz.

DEĞERLENDİRME :

Basın Konseyi Yüksek Kurulu salgın nedeniyle video konferans yöntemiyle 7.04 2021 günü yaptığı toplantıda şikayet dosyasını ele almıştır. Şikayet edilen haberi ve kullanılan fotoğraflar ile şikayetçinin iddialarını; buna karşı şikayet edilenin yanıtını inceleyen Yüksek Kurul, Genel Sekreterin raporunu sunmasının ardından konuyu müzakereye açmıştır.

Yüksek Kurul’un bazı üyeleri, intihar eden kişinin kamu görevlisi bir hekim olduğu; kendisini intihara sürükleyen nedenleri anlatan bir mektup bıraktığı için olayı kamuoyunun bilmesinde yarar bulunduğunu ve haberde etik ihlali olmadığını savunurken, üyelerin büyük çoğunluğu, gerekçelerini ortaya koyarak haberde etik ihlali olduğu yönünde görüş bildirmiştir.

Etik ihlali olduğu görüşündeki üyeler, kamusal görev yapan bir kişinin kaybolması ve intihar etmesinin haber değeri taşıdığı görüşüne katılmakla birlikte, haber verme sınırının aşıldığını; haberde intihar yönteminin anlatıldığını; yüzü belli olacak şekilde kar altındaki ceset fotoğrafına yer verildiğine dikkat çekmiştir. Ceset fotoğrafının yayınlanmasında hiç bir kamu yararı bulunmadığını savunan üyeler, haberde kullanılan fotoğrafların kamuoyu ile paylaşılmasının hiçbir yararının olmadığını; intiharı gerçekleştirilme yöntemine dair bilgilerin haberde yer almasının ağır etik ihlali olduğunu vurgulamıştır. Hukukçu üyeler ceset fotoğrafının yayınlamanın, Basın Kanunu’nda suç teşkil ettiğine ve cezai yaptırım gerektirdiğine dikkat çekmiştir.

Yüksek Kurul’da şikayet konusu haberde etik ihlali olduğu yönünde görüş bildiren üyeler, Genel Sekreterlik tarafından Basın Meslek İlkeleri’nin sadece 13’üncü maddesinin ihlal edildiği önerisinin yeterli olmadığı; 7’nci maddenin de ihlal edildiğini savunmuştur. Üyeler buna gerekçe olarak, intihar adli vaka olduğu için sadece soruşturma dosyasında bulunması gereken ve kamuya gösterilmesinde hiçbir yarar bulunmayan olay yeri ve ceset fotoğraflarının haberde kullanıldığını dile getirmiştir.

SONUÇ :

Yüksek Kurul müzakere sonunda, Türkiye gazetesinde yayınlanan ‘Ağaç dibinde serum bağlayıp ölüme yattı’ başlıklı haberde, Basın Meslek İlkeleri’nin “Saklı kalması kaydıyla verilen bilgiler kamu yararı gerekmedikçe yayınlanamaz” şeklindeki 7’nci maddesi ile

Gazeteci, şiddet, nefret, zorbalık ve ayırımcılığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapamaz” şeklindeki 13’üncü maddesinin ‘insani değerleri incitici’ yönünden ihlal edildiğini OY ÇOKLUĞU ile saptamıştır.

Yüksek Kurul’da yapılan oylamada:

a) Şikayet başvurusunun kabulüne,

b) Şikayet konusu haberde Basın Melek İlkeleri’nin iki maddesinin ihlal edildiğine OY ÇOKLUĞU ile; Türkiye Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sadık Söztutan hakkında ‘KINAMA’ kararı verilmesine OY ÇOKLUĞU ile karar vermiştir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın