BKYK KARARI 2021-07

BASIN KONSEYİ, HABERTURK.COM HAKKINDA YAPILAN ŞİKAYETTE ‘UYARI’ KARARI VERDİ

YÜKSEK KURUL KARARI

DOSYA NO              :  2021- 07

KARAR TARİHİ : 17.03.2021

ŞİKAYET EDEN     : Bursa Tabip Odası (BTO Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan)
(Odunluk Mahallesi Akademi Caddesi No: 8 A-2 Blok Kat:2 NİLÜFER/BURSA)

ŞİKAYET EDİLEN : Yavuz BARLAS (haberturk.com Genel Yayın Yönetmeni)
(Abdulhakhamit Caddesi No: 25 Taksim- BEYOĞLU/İSTANBUL)

ŞİKAYET KONUSU :

Habertürk İnternet Sitesi’nde(haberturk.com) 18.02.2021 tarihinde yayınlanan “Bursa’da intihar eden Dr. Mustafa Yalçın’ın 6 sayfalık veda mektubu ortaya çıktı’ başlıklı haberde, Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği iddiasıyla şikayette bulunulmuştur.

Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan, Basın Konseyi’ne 25.02.2021 tarihinde gönderdiği şikayet başvurusunda, söz konusu haberde Dr. Mustafa Yalçın’ın intiharıyla ilgili tüm detayların verildiğini ve intihar yeri ile ceset fotoğrafı kullanıldığını belirterek şu ifadelere yer vermiştir:

Merhum meslektaşımızın nasıl intihar ettiğinin detayları anlatılmış ve fotoğraf kullanılmıştır. Geride bıraktığı mektup, haber sınırlarını aşan okuyucuyu etki altında bırakacak genişlikte verilmiştir. Etik ilkelerin göz ardı edildiği haberde ayrıca ailesi ve yakınları ile meslektaşlarını rencide edici bir üslup kullanılmıştır. Bu konuda Bursa Tabip Odası, yazılı ve görsel basına bir çağrı bir çağrıda da bulunmuştur. Habertürk İnternet Sitesi hakkında Basın Meslek İlkeleri’ni ihlalden işlem yapılmasını talep ediyoruz.”

Şikayetçi ayrıca, bu olay üzerine yayınladıkları ve Dünya Sağlık Örgütü’nün 2004 yılında intihar haberlerinin nasıl verileceğine ilişkin yaptığı 7 maddelik çağrının da yer aldığı ‘Yazılı ve görsel medyaya çağrımızdır’ başlıklı yayınladığı bildiriyi de eklemiştir.

UZLAŞMA ÖNERİSİ :

Şikayet başvurusu, haberturk.com Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Barlas’a 02.03.2021 tarihinde PTT aracılığı ile gönderilmiş ve posta ‘alındı’ belgesi gelmiştir.

Şikayet edilen, başvurudaki iddialara süresinde yanıt vermemiş ve taraflar arasında bir uzlaşma sağlanamamıştır.

GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ :

Şikayet konusu olan Habertürk İnternet Sitesi’nde (haberturk.com) 18.02.2021 tarihinde “Bursa’da intihar eden Dr. Mustafa Yalçın’ın 6 sayfalık veda mektubu ortaya çıktı’ başlıklı haberde, biri kamp çadırı önünde çekilen iki fotoğraf; üzerinde ‘Habertürk’ logosu bulunan intihar mektubunun görüntüsü; bir ajans tarafından servis edilen arama çalışmaları görüntüleri ve Dr. Mustafa Yalçın’ın terk ettiği otomobiline ve nihayet karlar altındaki cansız bedenine ulaşılması görüntülerinin yer aldığı 4 dakikalık video da kullanılmıştır.

Spotunda “Bursa’da ‘Kayak yapmaya gidiyorum’ diyerek evinden çıktıktan 15 saat sonra Uludağ eteklerindeki ormanlık alanda cansız bedeni bulunan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli doktor Mustafa Yalçın’ın, 4 yıl önce kamp yaptığı yerde intihar ettiği ortaya çıktı. Yalçın’ın otomobilinde ise ailesi ile yakılarına yazdığı 6 sayfalık mektup bulundu. Mektuptaki detaylara ise Habertürk ulaştı” ifadeleri yer alan haberde, olay baştan sona tüm ayrıntılarıyla anlatılmıştır.

Canına kıyan doktorun ‘potasyum ve çeşitli ilaçlardan karışım yaptığı serumu damar yoluna bağlayıp intihar ettiği’ yazılan haberde, otomobilinin Uludağ yolunun 11’inci kilometresinde, cansız bedeninin de 1 kilometre uzaklıkta karlar altında bulunduğu anlatılmıştır. İntihar yerinin, haberde kullanılan fotoğrafta çadır önünde yazlık kıyafetle görülen doktorun, 4 yıl önce kamp yaptığı yer olduğu vurgulanmıştır.

Haberde, Dr. Mustafa Yalçın’ın otomobilinde bulunan 6 sayfalık intihar mektubunun hem görüntüsüne, hem içeriğine yer verilmiştir. Dr. Mustafa Yalçın’ın intihar etmeden önce ‘ölümünden kimsenin sorumlu tutulmaması’ için yazdığını belirttiği mektuptaki sevgilisine duygu dolu sözleri ile ‘kendisi için mutlu olmanın anlamsızlaştığı’, ‘intihara sağlıklı düşünerek karar verdiği’, ‘bir e- ticaret sitesinden intihar etmek için malzemeler sipariş ettiği’, ‘yılda 10 gün deniz tatili yapmak için koca bir yıl çalışmak gerektiği ve kimsenin istediği zaman istediği yere gidemediği’, ‘gelecekten umudunu yitirdiği’, ‘mutlu olamayıp acı çektiği için hayatına son verdiği’ ifadelerine haberde yer verilmiştir.

Şikayetin konusu, üniversite hastanesinde çalışan ve dolayısıyla kamu görevlisi olan bir doktorun intihar haberidir. Dr. Mustafa Yalçın’ın kayak yapmaya gideceğini söyleyerek evinden çıktıktan sonra kaybolması; yakınlarının başvurusuyla harekete geçen güvenlik birimleri tarafından kala kaplı dağda güç koşullarda arama çalışması başlatılması; Uludağ yolunda otomobilini terk ettiği ve 4 yıl önce kamp yaptığı yerde cansız bedeninin bulunması kamuoyunca yakından izlenmiştir.

Öteden beri medyada intihar haberlerinin yayımlanmasının Basın Meslek İlkeleri’ne uygun olup olmadığı tartışılmaktadır. Bazı gazeteler ilkesel olarak sayfalarında intihar haberlerine yer vermezken, kişinin kamuoyunda tanınması ya da kamusal görevde bulunması gibi bazı koşulların söz konusu olduğunda intihar haberleri dünyanın her yerinde medyada yer alabilmektedir. Şikayete konu haberde de intihar eden kişi üniversite hastanesinde doktordur ve kamusal görev yapmaktadır. Onun, Uludağ gibi bir turizm merkezi yolunda kaybolması; yakınlarının güvenlik birimlerine ‘kayıp’ bildiriminde bulunması; AFAD ekipleri ve Jandarmanın çetin kış koşulları altında karla kaplı bölgede arama- kurtarma çalışması başlatması, kamuoyu tarafından yakından izlenmiş ve sonuç merakla beklenmiştir. Kamuoyuna yansıyan olayın haber olarak yayımlanmasında kamusal yarar vardır.

Basın Konseyi’nin Basın Meslek İlkeleri’nde, ilgi yönünden kamusal karşılığı olan intiharların haber sınırları içinde yayınlanmasını engelleyen herhangi bir madde yoktur. Ancak haberin veriliş biçimi Basın Meslek İlkeleri ihlaline yol açabilir. Etik açıdan intihar haberlerinin, intihar eden kişiyle aynı durumdaki kişiler için tetikleyici üslupta verilmemesi; haber verme sınırlarının aşılmaması; intiharı haklı gösteren ve yücelten duygusal ifadelerin kullanılmaması; intihar eden kişinin onurlu bir davranış sergilediği izleniminin verilmemesi; okuyucuyu sarsacak ve etki altında bırakacak kurguda olmaması gerekir. Şikayet konusu haberde ise bu kıstasların hiç biri gözetilmeyip detaylar verilerek haber sınırlarının aşılması; olayın nasıl gerçekleştiğin dramatize edilerek anlatılması; yasalarda cezai yaptırımı olan olay yeri ve ceset görüntüsünün yer aldığı video kaydı ve fotoğraf kullanılması; intihar yöntemi ile gerekli malzemenin nasıl temin edildiğine detaylı olarak yer verilmesi etik ihlali olarak değerlendirilmelidir.

Açıklanan bu nedenlerle şikayet konusu haberde Basın Meslek İlkeleri’nin “Gazeteci, şiddet, nefret, zorbalık ve ayırımcılığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapamaz” şeklindeki 13’üncü maddesinin ihlal edildiği kanaatinde olduğumuzdan, şikayet edilen hakkında ‘UYARI’ kararı alınmasını öneririz.

DEĞERLENDİRME :

Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nun 17.03. 2021 günü, salgın nedeniyle video konferansa yaptığı toplantıda şikayet başvurusu ele alınıp görüşülmüştür. Şikayetçinin yaptığı başvuruyu, ekindeki belgeleri, şikayet konusu haberi; haberle birlikte yayınlanan ve arama çalışmalarıyla cesedin bulunma anını gösteren videoyu detaylarıyla inceleyip izleyen Yüksek Kurul, ardından Genel Sekreterin okuduğu raporu dinlemiştir. Konu müzakereye açılmış ve söz alan üyeler, şikayet edilen haberde Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edilip edilmediği konusunda farklı görüşler dile getirmiştir.

Haberde etik ihlali olduğunu savunan üyeler, kamusal görev yapan bir kişinin ortadan kaybolması ve intihar etmesinin haber değeri taşıdığı görüşüne katılmakla birlikte, bu tür haberlerin ancak belli kıstaslar dikkate alınarak yayınlanması gerektiğini dile getirmiştir. Bu görüşteki üyeler, intihar haberlerinde haber verme sınırının aşılmaması; intihar eden kişiyle benzer durumdakileri kişilerin intihara yönelmelerinde tetikleyici olmaması; ölümün romantik ve duygusal ifadeler, özendirici üslup ve kurguyla anlatılmaması; yol gösterici olacağı için intiharda hangi yöntem ve malzemenin kullanıldığına yer verilmemesini gerektiğini vurgulayarak, şikayet konusu haberde tüm bunların göz ardı edildiğini savunmuştur. İntihar haberlerinde ceset fotoğrafının kullanılması ve intihar yönteminin ve hangi malzemeyle gerçekleştiğinin yazılmasının başlı başına ağır etik ihlali olduğunu söyleyen hukukçu üyeler de bunun aynı zamanda Basın Kanunu’nun ‘Cinsel saldırı, cinayet ve intihara özendirme’ başlıklı 20’nci maddesine göre suç teşkil ettiği ve cezai yaptırım gerektirdiğine dikkat çekmiştir. Haberde, intihar mektubunun tüm detaylarıyla yer aldığı; arama kurtarma ve olay yerini gösteren video kaydında intihar eden kişinin cesedin bulunma anı ve kar altından çıkarması görüntülerin kontrol edilmeden ham olarak yayınlanmasının da etik ihlali olduğu savunulmuştur. Söz konusu üyelere göre, intihar edenin cesedinin olduğu anlaşılan, karlar içerisinde yatan insan bedeninin kısmen görüldüğü karelerin yayımlanmasında hiçbir kamu yararı olmadığı gibi, etik yönden de bu tür bir görüntünün kamuyla paylaşılması büyük bir hatadır. İntiharın gerçekleştirilme yöntemlerine dair bilgilerin (kullanılan malzeme ve ne şekilde kullanıldığı) haberde yer alması da yanlıştır. Ayrıca, intihar eden kişinin açık adı verilen nişanlısına yazdığı ve bir romanda bile olsa insanı rahatsız edecek intihar mektubunun haberde aynen yayınlandığı, bunun işsizlikten bunalıma girip yaşamdan umudunu kesen gençler için tetikleyici olabileceği de vurgulanmıştır. Etik ihlali görüşündeki üyeler, şikayet konusu haberde Genel Sekreterlik tarafından Basın Meslek İlkeleri’nin sadece 13’üncü maddesinin ihlal edildiği önerisinin yeterli olmadığını, ilaveten 5’inci maddenin ihlal edildiği yönünde karar alınmasını istemiştir.

Şikayet edilen haberde etik ihlali olmadığı görüşünü ileri süren üyeler ise dünyanın her yerinde intihar haberlerinin medyada yayınlandığını önekler de vererek savunmuştur. Söz konusu haberde, kamuoyunun baştan sona takip ettiği bir doktorun kaybolması ve intiharının anlatıldığını belirten bu üyeler, intihar edenin geride bıraktığı intihar mektubunda haksızlığa ve baskılara uğradığını anlatıp toplumda yaygın olan bir sorunun dile getirildiğini, bu sorunların bilinmesinde yarar olduğunu vurgulamıştır. İntiharların gizlenmesi halinde toplumda yaygın olan bu sorunların gizlenip yok sayılacağını ve çözüm bulunamayacağını savunan bu üyeler, üzücü ve sarsıcı da olsa bu tür olayların kamuoyuna tüm detaylarıyla aktarılması gerektiğini dile getirmiştir. Haberde ve videodaki görüntülerde ceset fotoğrafının belirgin olmadığını savunun üyeler, intihar malzemesinin nereden temin edildiği ve intihar mektubunun haberde yer almasının de etik ihlali olmadığını söylemiştir.

SONUÇ :

Yüksek Kurul müzakere sonunda, Habertürk İnternet Sitesi’nde (haberturk.com) yayınlanan “Bursa’da intihar eden Dr. Mustafa Yalçın’ın 6 sayfalık veda mektubu ortaya çıktı’ başlıklı haberde Basın Meslek İlkelerinin “Gazeteci, şiddet, nefret, zorbalık ve ayırımcılığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapamaz” şeklindeki 13’üncü maddesi ile “Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında yayın konusu olamaz” şeklindeki 5’inci maddelerinin ihlal edildiğini OYÇOKLUĞU ile saptamıştır.

Yüksek Kurul’da yapılan oylamada:

a) Şikayet başvurusunun kabulü,

b) Şikayet konusu haberde Basın Melek İlkeleri’nin iki maddesini ihlal edildiği ve Habertürk İnternet Sitesi (haberturk.com) Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Barlas hakkında OY ÇOKLUĞU ile ‘UYARI’ kararı verilmiştir. İkinci Başkan Murat Önok ise KINAMA yönünde oy kullanmıştır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın