DOSYA NO : 2019- 32
KARAR TARİHİ : 25.12.2019
ŞİKAYETÇİLER : 1- Mehmet OMAY (Pozitif Yaşam Derneği Başkanı)
2- Kağan ÇAVUŞOĞLU (Kırmızı Kurdele İstanbul Derneği
Genel Sekreteri)
ŞİKAYET EDİLENLER:
1- İbrahim AYRAL (Sabah Gazetesi muhabiri)
(Barbaros Bulvarı Cam Han No: 153 BEŞİKTAŞ/İSTANBUL)
2- Erdal ŞAFAK (Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni)
(Barbaros Bulvarı Cam Han No: 153 BEŞİKTAŞ/İSTANBUL)
ŞİKAYET KONUSU :
Sabah Gazetesi’nde 31.10.2019 günü manşetten yayımlanan ‘Özel hastanede AIDS skandalı. HIV’li tıbbi malzemeyi 15 hastada kullandılar’ başlıklı haberdeki tıbbi ve terminolojik içeriğinin hatalı olduğunu, HIV’li bireylerin yaşam haklarını taciz edildiğini ve ayrıca saldırgan bir dil kullanıldığını savunan Pozitif Yaşam Derneği Başkanı Mehmet Omay ve Kırmızı Kurdele İstanbul Yaşam Derneği Genel Sekreteri Kağan Çavuşoğlu, ayrı ayrı şikayette bulunmuştur. Şikayetçi dernek yöneticilerinin benzer iddialara yer verdikleri başvurularda, haberin HIV ile yaşayan bireylerde infial yarattığı iddia edilmiş; ‘AIDS Skandalı’ başlığının da ‘damgalama, ötekileştirme ve ayrımcılığa zemin oluşturduğu” savunulmuştur.
Pozitif Yaşam Derneği Başkanı Mehmet Omay ve Kırmızı Kurdele İstanbul Yaşam Derneği Genel Sekreteri Kağan Çavuşoğlu’nun şikayet başvurularında özetle şu ifadelere yer vermiştir:
”Haberde yer alan ‘HIV’li hastanın ameliyatı öncesi görevli hemşirelerin kullanılacak solüsyonlarla ilgili hastane yetkililerini uyardığı ancak hastane sahibi Prof. Dr. Çelik’in kullanılan solüsyonun pahalı olduğu gerekçesiyle değiştirilmeden kullanılmasını söylediği iddia edildi’ söyleminde belirtilen solüsyon malzemesi, standart bir dezenfektandır, en küçük sağlık kuruluşlarında bile bulunabilecek kadar uygun fiyatlı ve erişilebilir bir malzemedir.
Bu nedenle olayın kurgusunun abartılarak, belirli bir zümreye karşı saldırı niteliğindeki hareketin, aslında HIV ile yaşayan bireyleri doğrudan hedef almış olması nedeniyle yine toplumsal ötekileştirme ve damgalamaya sebep yaratılmış, tüm haber genelinde kullanılan saldırgan dilin, direkt HIV ile yaşayan bireylerin tedaviye erişim, farklı hastalıklarının tedavisine erişimleri ve sağlık kuruluşlarında ayrımcılığa maruz kalmalarına yol açılmıştır. Aynı zamanda da tıbbi süreçler ile topluma yanlış bilgi verilerek, bir sağlık kuruluşu adına yapılan haberde, dolaylı olarak HIV ile yaşayan bireylerin yaşamsal hakları taciz edilmiştir.”
HIV’li bireylerin yaşamını kolaylaştırmak alanında faaliyet gösteren iki sivil toplum kuruluşunun, aynı alanda çalışan diğer derneklerle görüşerek şikayet edilen yayınla ilgili suç duyurusunda bulunulduğu da kaydedilen başvurularda, söz konusu haberde Basın Meslek İlkeleri’nin ihlal edildiği savunulmuş; sorumlular hakkında gerekli yaptırım kararlarının alınması talebinde bulunulmuştur.
BİLDİRİM VE UZLAŞMA ÖNERİSİ :
Şikayet başvurusu, şikayet edilen haberde imzası bulunan Sabah Gazetesi muhabiri İbrahim Ayral ve gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak’a 07.11.2019 tarihinde PTT ile ulaştırılmış ve posta ‘alındı’ belgesi gelmiştir.
Şikayet edilenler, şikayet başvurularındaki iddialara yanıt vermemiş, bu nedenle de taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
DEĞERLENDİRME :
Sabah Gazetesinde 31.10.2019 tarihinde ‘Özel Haber’ logosu ve muhabir İbrahim Ayral imzasıyla ‘Özel hastanede AIDS skandalı’ başlıklı haber yayımlanmıştır. Başlık altında birinci sayfada kullanılan spotlarda şu ifadeler yer almıştır:
“HIV’li hastaların ameliyatında kullanılan maddeyle 15 ayrı kişi ameliyat edildi. Hastalar karantinaya alındı.
Özel Etiler Hastanesindeki ameliyatta kullanılan HİV’li hastanın tıbbi malzemesi,15 hastanın ameliyatında kullanıldı. Hastalar AIDS şüphesiyle karantinaya alınırken hastane kapatıldı. Hastalara AIDS bulaşmış olabileceği şüphesiyle soruşturma açıldı.”
“Sabah sağlık skandalı dosyasını açıyor” cümlesiyle başlayan haberde, “Ameliyat yapma yeterliliği ve Sağlık Bakanlığı izinlerine sahip olmayan Özel Etiler Hastanesi’nde gerçekleştirilen metabolik cerrahi ameliyatları sonrası yaşanan şüpheli ölümler, hasta yakınlarının şikâyeti üzerine İl Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Cumhuriyet Savcılığını harekete geçirdi. Hastaneyi mercek altına alan yetkililer, sağlık personellerinin de şikâyetleriyle akıl almaz bir ihmali gün yüzüne çıkardı” denilmiştir.
Haberde, hastane sahibi ile birlikte bazı doktorlar hakkında soruşturma başlatıldığı; hastanenin yoğun bakım, acil servis gibi bulunması zorunlu hayati ünitelerin hiçbirine sahip olmadığı halde ameliyatlar yaptığı; ameliyathanede görevli bir hemşirenin savcılığa suç duyurusunda bulunduğu kaydedilmiştir. Bu hemşirenin ifadesinde, yasal izin olmamasına karşın metabolik cerrahi ameliyatı olan bir hastaya endoskopi yapıldığını söylediği, hasta HIV taşıdığı için kullanılan endoskopik solüsyon ilacının başka bir operasyonda kullanılmaması gerekirken, değiştirilmeden kullanıldığını iddia ettiği, haberde anlatılmıştır. Haberde, değeri 2 bin 500 TL civarındaki olduğu kaydedilen dezenfekte solüsyonun değiştirilmeden ameliyat edilen 2’i yabancı uyruklu 15 hastanın HIV bulaşma şüphesiyle gizli protokolle karantina altına alındığı ileri sürülmüş, bu hastaların isimleri de rumuz olarak verilmiştir.
Haberde ayrıca, ameliyatsonrası ölüm riski olan hastaların, bu tür ameliyatları yapma yetkisi olan başka hastanelere taşındığı; hayatını kaybedenler için sevk edildikleri hastanelerde ölüm raporu düzenlenerek yasaya uydurulduğu ileri sürülmüştür. Ölen hastaların yakınlarının ihbarda bulunmamaları için ya parayla kandırıldıkları, ya da ameliyat öncesi imzaladıkları evrak hatırlatılıp tehdit edildiği iddialarına da yer verilen haberde, sadece ölen 3 hasta yakının suç duyurusunda bulunduğu yazılmıştır.
Şikayet konusu haber, İstanbul gibi bir metropolün en merkezi yerinde faaliyet gösteren özel bir hastaneyle ilgili iddialar üzerine başlatılan idari ve adli soruşturmaya ilişkindir. Konu sağlık ve soruşturulan iddialar da çok ciddidir. Haberde hastanenin ‘kapatıldığı’ yazılmış, ancak sahipleri ‘tadilat nedeniyle hasta kabul etmediklerini’ söylemiştir ki; sonuçta hastanenin faaliyetlerinin durdurulduğu tartışmasız bir gerçektir.
Haber bu olguya dayanmaktadır, herkesi ilgilendiren sağlık konusunda yaşananlara kamuoyunun dikkatini çekmek için de gazetenin manşetten verilmiştir. Adli ve idari soruşturmanın seyrine ilişkin bilgilere yer verilen haberde soruşturulan iddialar sıralanmış; hem ameliyat edilen HIV’li hasta, hem HIV bulaştığından şüphelenilen hastaların isimleri rumuz verilerek kişilik hakları korunmuştur. Şikayet başvurusunda saldırgan dil kullanıldığı iddiası ise somut olgudan çok yorumdur.
Şikayetçilerin başvurularında, haberde ‘AIDS’ kelimesinin başlığa çıkarılmasının HIV’li bireylerde endişeye yol açtığı; HIV’li bireylerin doğrudan hedef alınarak toplumsal ötekileştirme ve damgalamalarına neden olundu savları ise görünür gerçekle bağdaşmamaktadır ve olgu değil, yorum olarak değerlendirilmelidir.
Haberde tıbbi ve terminolojik içeriğin hatalı verildiği şikayeti ise elbette bir eksikliğe işaret edilmektedir. Ancak günlük gazeteler bilimsel ve tıbbi yayın değildir, haberin getireceği fayda dikkate alındığında, okuyucu davranışlarında olumsuz hiçbir etkisi olmayacak bu tür hatalar etik ihlali sayılmamalıdır.
Son olarak haberde, ‘hastane sahibi Alper Çelik’in suçlamaları kabul etmediği, her şeyin yargı sonucu açığa çıkacağını söylemekle yetindiği’ de yazılmış, karşı görüşe yer verilmiştir.
SONUÇ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu 25.12.2019 günü yaptığı toplantıda ‘Özel hastanede AIDS skandalı’ haberi nedeniyle Sabah Gazetesi hakkında yapılan şikayetle ilgili Genel Sekreterlik önerisini görüşmüş, konuyu müzakere edip tartıştıktan sonra;
a) Şikayet başvurusunun kabulüne,
b) Şikayet konusu haberde Basın Meslek İlkeleri ihlalinin söz konusu olmadığına OYBİRLİĞİ ile karar vermiştir. Bu nedenle de Yüksek Kurul yine OYBİRLİĞİ ile Sabah Gazetesi muhabiri İbrahim Ayral ve Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak hakkındaki başvuruda ‘ŞİKAYETİN YERSİZLİĞİ’ kararı alınmıştır.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.