REFERANS: 2019- 2
ŞİKAYETÇİ: Ekrem İMAMOĞLU (Beylikdüzü Belediye Başkanı ve CHP İstanbul Büyükşehir belediye Başkan adayı)
ŞİKAYET EDİLEN: Ercan ÖZTÜRK (Akşam Gazetesi muhabiri)
ŞİKAYET KONUSU:
Akşam Gazetesi’nde 21.12.2018 tarihinde 9. sayfada Ercan Öztürk imzasıyla yayımlanan ‘İstanbul’u nitelikli dolandıracak’ başlıklı haberde, Beylikdüzü Belediye Başkanı ve CHP’nin İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun yerel mahkemede beraat kararı verilen, ancak Yargıtay’da usûl yönünden bozulan bir davada yargılandığı konu edilmiştir. Ekrem İmamoğlu’nun avukatları Kemal Polat, Sercan Polat ve Melike Akbaş yaptıkları şikayet başvurusunda, haberde bilgilerin çarpıtılarak verildiğini; Ekrem İmamoğlu’nun suçlu gösterildiğini; kişilik haklarına saldırıldığını; siyasi itibarının zedelendiğini ve husumet nedeniyle haber yapıldığını savunmuşlardır.
Söz konusu ‘İstanbul’u Nitelikli Dolandıracak’ başlıklı habere ‘Kılıçdaroğlu’nun ısrarla aday yaptığı İmamoğlu’na, Yargıtay darbesi! Müteahhitlik yaptığı dönemde beraat ettiği dava yeniden görülecek’ spot olarak konulmuştur.
Haber metninde imar planında ‘yeşil bant’ olarak kayıtlı yeri kendi projesine aitmiş gibi gösteren, daha sonra burayı sitenin otoparkına dönüştüren ‘İmamoğlu İnşaat’ şirketinin sahibi Ekrem İmamoğlu ve babası Hasan İmamoğlu hakkında ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçlamasıyla dava açıldığı anlatılmıştır.
Bu davaya, Kemal Türkler davasını ‘zaman aşımına uğratmakla suçlanan’ hakim Ali Asker Kazak’ın baktığı ve 2014 yılında ‘beraat’ kararı vererek Ekrem İmamoğlu’nun yerel seçime ‘sicili temiz’ girmesini sağladığı ileri sürülen haberde, Yargıtay’ın bu kararı bozduğu; söz konusu yerin eski ve yeni durumunun araştırılıp, bilirkişi raporlarının yeniden hazırlanmasına; davada yargılanan belediye personeli hakkında bilgi alınmasına karar verdiği yazılmıştır. Dosyanın Bakırköy 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği de haberde belirtilmiştir.
UZLAŞMA VE DİĞER KONULAR
Şikayet başvurusu, Akşam Gazetesi muhabiri Ercan Öztürk’e hem e-mail, hem de posta ile ulaştırılmıştır. Şikayet edilen herhangi bir yanıt vermemiş, taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
Şikayetçinin avukatlarının yaptığı 6 sayfalık başvuruda, ‘İstanbul’u Nitelikli Dolandıracak’ başlıklı haberde, temel ilke olan masumiyet karinesinin dikkate alınmadığı; beraat kararı verilen bir davanın Yargıtay’da usûl yönünden bozulmasına karşın, şikayetçinin ‘nitelikli dolandırıcı’ olduğu; yasa dışı işlem yaptığı kesinmiş gibi yazıldığı vurgulanmıştır. Başvuruda, haberde kasıtlı olarak, gerçeğe aykırı ifadelere yer verildiği savunulmuştur.
Şikayet edilen muhabir Ercan Öztürk’ün, daha önce de şikayetçi Ekrem İmamoğlu’nu hedef alan ‘yanıltıcı ve kötü niyetli’ haberler yaptığı savunulan başvuruda; 2018 yılı içinde yapılan şikayetlerde Basın Konseyi’nin kendisi hakkında Basın Meslek İlkeleri’ni ihlalden iki kez ‘uyarı’ kararı verildiği vurgulanmıştır. Şikayet başvurusunda şu ifadelere de yer verilmiştir:
“Gazeteci, haberde Yargıtay kararında belirtilen usul nedeniyle kararın bozulması bilgilerini çarptırarak tamamen gerçek dışı ifadelerle kaleme almıştır.
Yazılanlar müvekkil Ekrem İmamoğlu’nun siyasi itibarını zedelemeye çalışmaktan başka hiçbir amaç gütmemektedir. Kasten yanıltıcı bilgi verilmesinin sebebi, haberi yapan muhabirin ve gazetenin, müvekkil Ekrem İmamoğlu ile husumet halinde olmalarıdır ki, bu da ‘Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez’ şeklindeki Basın Meslek İlkeleri’ne aykırılık teşkil etmektedir.
Ayrıca haber ‘Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez’ ve ‘Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez’ ilkelerine aykırıdır.”
Şikayet başvurusunda, haberde basın özgürlüğü sınırlarının aşıldığını ve kişilik haklara da saldırıldığını ileri sürülerek şöyle denilmiştir:
“Söz konusu haber, hiçbir şekilde ifade ve basın özgürlüğü sınırları içinde kalmamaktadır. Müvekkilin beraat ettiği dosyada ‘nitelikli dolandırıcı’ olarak lanse edilmesinin görünürdeki gerçeğe uygun olmadığı ortada olduğundan haber müvekkillerin kişilik haklarını ihlal etmektedir.
Siyasetçilerin, kendileri hakkında yapılan haberlere, eleştirilere, onlara karşı kaba uslûp kullanılmasına herhangi bir insandan daha çok tahammül etmesi gerektiğinde tartışma yoktur. Ancak eleştiri sınırlarının aşılıp aşılmadığından bağımsız olarak, haberlerin hukuka uygun olmaları için her hâlükârda görünürdeki gerçekliğe uygun olması gerekir.
İletişim özgürlüğü, halkın gerçekleri öğrenme hakkının bir aracıdır, ancak gazetecilikte temel işlev gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan kamuoyuna yansıtmaktır.”
Şikayet başvurusunda, Akşam gazetesinde yayımlanan haberin gazetenin internet sitesinde de yer aldığı, 02.01.2019 tarihinde Büyükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla bu habere erişim engeli konulduğu da belirtilmiştir.
Yine şikayet edilen muhabirin şikayetçi hakkında daha önce yaptığı ve Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nca da ‘uyarı’ kararı verilen bir haberi nedeniyle Basın İlan Kurumu’nun haberi yayımlayan Akşam gazetesi hakkında, ’ilan durdurma kararı’ aldığına ilişkin belge şikayet başvurusuna eklenmiştir.
Başvuruda, şikayet edilen haberle ilgili Akşam gazetesi muhabiri Ercan Öztürk hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin ilgili maddeleri gereğince karar alınması istenmiştir.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Şikayetçi siyasi kişiliktir, İstanbul’un önemli ilçelerinden Beylikdüzü’nde belediye başkanlığı yapmaktadır, partisi onu başarılı bularak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı göstermiştir. Seçim startının verildiği bu ortamda attığı her adım, kendisiyle ilgili olumlu ve olumsuz her haber, daha fazla önem kazanmakta, seçmenin oy tercihlerini etkileyebilmektedir.
Basın halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkının aracıdır ve siyasetçi olan şikayetçiyle ilgili her bilgi, onun her icraatı kamuoyunun ilgisini çekmektedir. Şikayetçinin hakkında açılan bir dava varsa – ki vardır – bu haberdir ve kamuoyunca bilinmesinde elbette yarar bulunmaktadır.
Gazetecinin gerçeği bulup ortaya çıkarmak ve kamuoyunu bilgilendirmekle görevlidir. Bunu yaparken etik kurallardan ayrılmamak durumundadır. Etik kurullar da haberde gerçeğin olduğu gibi verilmesini, kişisel amaç ve düşüncelerle habere katkı yapılmamasını gerektirmektedir. Haberde öz ile biçim arasındaki denge de korunmalıdır.
Haberde, her ne surette olursa olsun gerçeklik ilkesinden ayrılmamak gerekmektedir. Gerçeklik, orta düzeydeki bir okuyucunun, haberden veya yazıdan edindiği kanıya göre belirlenir. Haberde yer verilen abartı ve gereksiz eklemeler, orta düzeydeki bir okuyucu üzerinde, gerçek olan olaydan başka bir anlam çıkarmak sonucunu doğurmamalıdır.
Şikayet edilen haberde bu ilkeler gözetilmemiştir. Şikayetçi hakkında 2014 yılında yerel mahkemede görülen bir davada verilen beraat kararı, Yargıtay’da usûl yönünden bozulmuş, yeniden görülmektedir. Haber gazetenin birinci sayfasında ‘İmamoğlu’na suçlama: Nitelikli dolandırıcılık’ başlığı ile anons edilirken, Özlem Sönmez’in editörlüğünü yaptığı 9’uncu sayfada ‘İstanbul’u nitelikli dolandıracak’ başlığıyla manşetten verilmiştir.
Şikayetçinin başvuruda belirttiği gibi haberi yazan muhabir ‘Yerel mahkeme ve Yargıtay dairesini bilecek kadar kaynağa ulaşabilen gazeteci’ olduğuna göre; haberde bozma kararının ne zaman verildiğini; diğer sanıkların kimler olduğunu; bilirkişi ve davanın hangi aşamada olduğunu da yazması ve gerçeği olduğu gibi yansıtması gerekmektedir.
Oysa, şikayetçinin ‘ısrarla aday yapıldığı’, ‘Yargıtay darbesi yediği’, hakkında beraat kararı veren yerel mahkeme hakiminin ‘Kemal Türkler davasını zaman aşımına uğratan hakim olduğu’ ifadelerinin yer aldığı habere bir de editör Özlem Sönmez tarafından ‘İstanbul’u nitelikli dolandıracak’ başlığı atılmıştır. Yerel mahkemede verilen beraat kararının, yüksek yargıda usûl yönünden bozulduğu davada, dosyadaki iddialar kesin hükümmüş gibi yansıtılmıştır.
Haberde bilgi vermekten çok hüküm içeren ifadeleriyle şikayetçi ‘nitelikli dolandırıcı’ olarak gösterilmiş, seçilmesi halinde ‘İstanbul’u dolandıracağı’ yazılmış; masumiyet karinesi göz ardı edilerek suçlu gösterilmiş; önemli bir seçime girerken seçmen nezdinde itibarsızlaştırılması ve yıpratılması hedef alınmış; dolayısıyla kişilik haklarına saldırılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle şikayet konusu haberde, Basın Meslek İlkeleri’nin “Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez’ şeklindeki 3’üncü;
“Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırları ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü;
“Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez” şeklindeki 9’uncu;
“Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez” şeklindeki 10’uncu maddelerinin ihlal edilmiştir.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, 27 Şubat 2019 günü 14 üyenin katılımıyla yaptığı toplantıda konuyu görüşmüş, Akşam gazetesi muhabiri Ercan Öztürk ve editör Özlem Sönmez hakkında, Basın Meslek İlkeleri’nin 4 maddesini ihlalden oy birliği ile ‘KINAMA’ kararı almıştır.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.