BKYK KARARI 2018-05

REFERANS: 2018 – 5

ŞİKAYETÇİ: Metin Hara’nın avukatları Gökçe Kılıç Gülsaran ve Nuran Takmaz.

ŞİKAYET EDİLEN: Sabah GÜNAYDIN Gazetesi yazarı Ayşe Özyılmazel.

ŞİKAYET KONUSU:

Sabah GÜNAYDIN Gazetesi’nde Ayşe Özyılmazel imzasıyla 28.12.2018 tarihinde ‘Yılın en kötü 5’lisi’ ve 18.12.2017 tarihinde Bilim adamıymış’ başlıklarıyla Metin Hara ve Adriana Lima ilişkisini konu alan yazılar yayımlandı.

Metin Hara’nın avukatı Nuran Akmaz tarafından 12 Şubat 2018 tarihindeki yazılı başvurusuyla şikayet edilen yazar Ayşe Özyılmazel ‘Bilim adamıymış’ başlıklı yazısında, şikayetçi Metin Hara için ‘Eski sevgililerinin listesini bir çırpıda dökmesi hali, açıklamaları, röportajları, haberi yokmuş gibi çektirdiği magazin fotoğraflarıyla; bir kişisel gelişim gurusu değil de, samimiyetsizlik abidesi gibi geliyor bana’,
‘Kendimi yazdan beri zor tutuyorum.’ ‘Şimdi de kendisi Marka Konferansı’na katılmış. Konuştuğu ve yazdıklarını bir gram sindirememişken.’
‘İnsanlar hangi taktiklerle manipüle edilir?’, ‘İnternet bilgisiyle nasıl uzman olunur?’
 ‘Demiş ki ben bilim adamıyım ilişkimle gündeme gelmek istemiyorum. Bilim adamı mı? Yok kelimenin doğrusunun ‘bilim insanı’ olmasından değil, Metin Hara ne zaman bilim insanı olmuş onu anlayamadığımdan’
ifadelerine yer verdi.

Yazının devamında ‘Tehlikeyi görün’ ara başlığı ile Metin Hara’nın eğitimi konu edildi, ‘Kendisi, İstanbul Üniversitesi Çapa Kampüsü Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’ne gitmiş. Kendi internet sitesindeki bilgilere göre, üniversiteden sonra oyunculuğa başlamış…Yani, kendisinin bilim insanı olduğuna ya da o yönde ilerlediğine dair bilgimiz yok’ denildi.

Yazıda bilim insanının sözlük anlamına ilişkin ‘Evrene ilişkin olgular ve değişkenlere yönelik bilimsel veri elde etme yöntemlerini kullanarak sistematik bir şekilde bilgi elde etmeye çalışan kişidir’ tanımı yapılarak, ‘Metin Hara’nın neresi bilim insanı? Hangi sebeple bilim insanı?… Dört bir yanımızı saran ‘Ben söyledim/yaptım oldu’ cehaletinden bıktım usandım artık” ifadeleri yer aldı.

Şikayet edilenin Yılın en kötü 5’lisi’ yazısında ise ‘En kötü çift, en kötü öpüşme, en kötü guru: Adriana Lima-Metin Hara… Her bir ‘aşk’ kareleri zorla öpüşmenin fotoğraflanmış haliydi sanki. İnanmadık bana ne, inanmadık işte… ‘Yılın en kötü gurusu’ şampiyonu Metin Hara, eski sevgililerinin listesini vererek, ‘bakın ben ne adamım be!’ mi çekmedi. Köşe yazarlarına ‘Bak valla bir tek seni okuyorum’ gazıyla taraftar toplamak için mesajlar mı döşenmedi, Adriana sorulunca ‘Ben bilim insanıyım’ mı demedi. Ah be gurum’ ifadeleri kullanıldı.

UZLAŞMA VE DİĞER KONULAR

Şikayet başvurusu Sabah Günaydın gazetesi yazarı Ayşe Özyılmazel’e hem posta ile hem mail yoluyla ulaştırıldı. Bildirimin yapıldığına ilişkin alındı’ belgesi geldi. Ancak muhatap, süresinde herhangi bir yanıt vermedi.

Şikayetçinin avukatları yaptıkları başvuruda, söz konusu yazının Metin Hara hakkında ‘toplumda olumsuz fikirler oluşmasına neden olabileceği’ ve ‘eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan’ ifadeler kullanıldığı savundu.
Şikayetçinin ‘bilim adamı’ olduğunu hiçbir yerde söylemediği, bir konferans çıkışında özel hayatıyla ilgili sorular yöneltildiğinde verdiği cevabın çarpıldığı’ve ‘cımbızla alınan ifadelerden yorumlar yapıldığı’savunulan şikayet başvurusunda, ‘Müvekkilin eğitim hayatı, kariyeri ve mesleki çalışmalarına yönelik aşağılayıcı ve küçük düşürücü ifadeler kullanıldı ve karalama kampanyası başlatıldı, arkadaş ve iş çevresi zedelendi’ denildi.
Avukatları ayrıca özel yaşamıyla gündemde olmak istemeyen Metin Hara’nın, İstanbul Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü mezunu olduğunu, ‘tamamlayıcı tıp’ olarak tanımladığı bir çok tekniğin eğitimini alıp kendini geliştirdiğini ve başarılı bir fizyoterapist olduğunu kaydetti.

Başvuru dilekçesinde Metin Hara’nın özel yaşamının ‘alaycı bir dille’ haber konusu yapıldığını görüşünü belirten avukatı, yazılarda ileri sürülen iddiaların ‘toplumsal ilgiden yoksun iddialar’olduğu,‘bilinçli olarak okuyucuların ilgisini çekecek birhikayeyaratarak okunurluğu artırmak ve sansasyonel bir haber yaratmak gayesiyle, gerekli araştırma yapılmadan’yazı konusu yapıldığınısavundu.

Şikayetçinin ‘kişilik haklarına saldırıldığı’ ve ‘olumsuz algı’ yaratıldığı kaydedilen başvuruda, ‘kamuoyuna mal olmuş bir şahsiyet bile olsa, halkın haber alma hakkıyla doğrudan bağlantılı olmayan amaç için özel yaşamın gizliliği ilkesinin ihlal edilemeyeceği’ vurgulandı.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Şikayet konusu yazılar Sabah Gazetesi’nin magazin ekinde, haber olarak değil, imzalı köşe yazısı olarak yer almaktadır. Yazılarda, Brezilyalı ünlü manken Adriana Lima ile ilişkisi medyada uzun süre yer alan Metin Hara konu alınmıştır. İki yazının hem yazarı, hem ele alınan kişi aynı olduğu için birlikte değerlendirilebilir.

Şikayetçi ‘Bilim adamıymış’ başlıklı yazıda samimiyetsizlik abidesi’, ‘konuştuğu ve yazdıklarını bir gram sindirememişken’, ‘gerçek ve sağlam bir eğitimden geçmeden internet bilgisiyle nasıl uzman olunur’, ‘Metin Hara’nın neresi bilim insanı’, ‘uzmanlaştığını sanan insanların sahneleri kaparak oluşturduğu tehlikeyi görmemiz lazım’, ‘Başımıza guru, yaşam koçu kesiliyor’ ifadeleri ile

‘Yılın en kötü 5’lisi’ yazısında ‘Her bir aşk kareleri zorla öpüşmenin fotoğraflanmış haliydi sanki’ ifadesinin, Basın Meslek İlkeleri’nin 4’üncü, 5’inci, 6’ncı ve 12’nci maddelerini ihlal ettiğini savunmaktadır.

Şikayete konu olan yazılarda şikayetçinin ünlü mankenAdriana Lima ile ilişkisi, yaptığı meslek ve eğitimi ele alınmıştır. Objektiflikten uzak, hatta ağır denebilecek üslup kullanılmıştır. Ancak bu yazılar haber değil, köşe yazısıdır.Kişisel değer yargılarının aktarıldığı bir köşe yazısında, yazar objektifve tarafsız olmak zorunda değildir, olumlu ya da olumsuzkanaatini açıklamakta özgürdür. Bu noktada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik içtihadına göre, belirtilen kanaatlerin ‘doğruluk’ veya haklılık’ bakımından değerlendirmeye tabi tutulamayacağı da dikkate alınmalıdır. Soyut değer yargıları söz konusu olduğunda, bunların maddi/vakıasal bir dayanağının olması yeterlidir. Diğer bir deyişle, yazarın kişisel olumsuz değerlendirmesine dayanak oluşturacak birtakım vakıaların varlığı yeterlidir.

Şikayetçinin sevgilisi ünlü mankenle tatile çıkması ve çekilen fotoğrafların magazin sayfalarında yer alması, gerek mesleki faaliyetlerinin gerekse özel hayatının – kendi rızası dahilinde de – basında sıklıkla yer alması, onu bir anlamda ‘magazin figürü’ yapmış, kamuoyunda tanınır ve ilgi gören kişi olmuştur. Bu ilişkisi, eğitimi ve yaptığı iş kamuoyu tarafından merak edilir duruma gelmiştir. Her ne kadar kamunun merak duygusu bir kimse hakkında bir haberin yapılması açısından yeterli olmasa da, bu kişi hakkında köşe yazarları tarafından birtakım kişisel değerlendirmeler yapılmasını haklı kılabilir. Bu bakımdan, şikayetçiye dair yer alan birtakım ifadeler ‘özel yaşama müdahale’ teşkil etse de kamuya mal olmuş kişiler bu tür müdahalelere katlanmakla yükümlüdür. Kamuoyunda tanınan kişiler övgüye olduğu kadar, eleştiriyede katlanmalıdır. Bunun için eleştirinin doğru, adil, haklı ve benzeri nitelikte olması da gerekmez.

Öte yandan, yazıda kullanılan üslup alaycı ve yer yer saldırganolmakla birlikte, hakaret veya özel yaşamın gizliliğini ihlal gibi durumlar bulunmadıkça, üslubun seçimi de yazara aittir. Bu noktada, kullanılan üslubun gereksiz yere nezaketsiz veya kaba olması ya da kanaatlerini açıklayabilmek açısından gerekli olmayan bir sertlikte olması arzu edilir bir durum olmayabilirse de,bu hususların hiçbiri başlı başına bir etik ihlal sebebi değildir.

Sonuç olaraktoplantıya gelen şikayetçi Metin Hara’nın avukatları Gökçe Kılıç Gülsaran ve Nuran Takmaz’ı da dinleyen Basın Konseyi Yüksek  Kurulu  yaptığı oylamada oy çokluğu ile ‘şikayetin yersizliği’ kararını verdi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın